Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Doğa Gürkanlar, gerçekleştirdikleri detaylı tetkik ve incelemeler sonrasında 3,5 santimetre büyüklüğünde olduğu tespit edilen tümörün, özellikle görme sinirine, beyindeki önemli hassas yapılara ve kafa sinirlerine çok yakın bir konumda olduğunu belirtti.
Doç. Dr. Doğa Gürkanlar, Ayşe Aldemir?de tespit edilen ve iyi huylu olduğu belirlenen 3,5 santimetrelik tümörü ise ameliyatla alınmadığı taktirde daha da büyüyerek hastayı, görme, konuşma, muhakeme gibi temel fonksiyonlarını kaybetme riski ile karşı karşıya bırakma olasılığı bulunması nedeniyle büyük bir risk faktörü olarak değerlendirdiklerini ve ameliyat kararı verdiklerini söyledi.
?Beyin tümörü ameliyatları hassasiyet gerektiren operasyonlardır?
Beş kişilik ameliyathane ekibi tarafından mikrocerrahi yöntemle gerçekleştirilen ve 4 saat süren ameliyatın, hastada hiçbir temel fonksiyon kaybı yaşanmaksızın, başarı ile tamamlandığı bildirildi.
Operasyon sonrası açıklamalarında, vücudun kontrol merkezi beyine ilişkin ameliyatların büyük titizlik, hassasiyet, uzman deneyimi ve teknolojik donanım gerektirdiğini belirten Gürkanlar konuşmasına şöyle devam etti:
?Mikro cerrahi yöntemde kullanılan özel mikroskoplar, 3 boyutlu detaylı görüntü sağlayarak ameliyatın daha az komplikasyonla gerçekleştirilmesine, sağlıklı dokuların, tümör dokularından ayrılarak, cerrahın hangi dokunun alınması gerektiğine dair daha sağlıklı kararlar vermesine olanak sağlıyor. İleri teknoloji kullanımının yanında, bilgi, beceri ve deneyim gerektiren beyin cerrahisinde, olası yanlış ve yetersiz müdahalelerde, hastada felç olma, komaya girme veya operasyondan sağ çıkamama gibi olumsuz durumlar da gelişebiliyor. Anabilim dalımızla ilgili hastanemizin başarı oranları dünya standartlarının üzerindedir. Bunu da sahip olduğumuz uzman kadro ve yüksek teknolojik alt yapıya bağlıyoruz.?
Teknolojinin gelişmesi ile operasyon başarılarının daha da arttığı günümüzde, mikrocerrahi yöntem ile çıplak gözle görülemeyen birçok olgunun tedavi edilebildiğini söyleyen Gürkanlar, bu yöntemle gerçekleştirilen operasyonlar sonrasında hastalarda iyileşmenin de daha hızlı olduğunun gözlemlendiğini bildirdi.