Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Okur, CRI Türk?te Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Rusya ile yapılan mutabakatların gidişatları hakkında değerlendirmelerde bulundu. Türkiye?nin bölgeye müdahale etmesinin iki büyük nedeni olduğunu dile getiren Prof. Dr. Okur, "Bu iki büyük hedeften birincisi, Türkiye?yi 40 yıldır tehdit eden PKK terör örgütünün Suriye uzantısının etkisizleştirilmesi. İkincisi ise milyonlarla ifade edilen mültecilerin geri gönderilebilmesi için bölgedeki güvenli ortamın sağlanabilmesidir. Türkiye, bu iki amaç için başlatmış olduğu operasyonda an itibarıyla belirli bir alanı kontrol ediyor. Bunun ile ilgili ABD ve Rusya ile mutabakatlar yaptı. Ancak bu mutabakatların bütünüyle uygulandıklarını söylemek zor." dedi.
Bu husus ile ilgili Ankara?nın da gittikçe dozu artan şikâyetlerinin bulunduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Akif Okur, "Bunların da sahaya yansımalarını yeniden görüyoruz. Nedir, bu yansımalar? ABD ile imzalanan mutabakatta Suriye?deki terör unsurlarının silahsızlandırılması ile ilgili adımlar görüyorduk fakat elimizde bu durumun gerçekleştiği ile ilgili herhangi bir veri yok. Oluşturulacak güvenli bölgenin derinliğiyle ilgili ortak bir karar olsa da genişliği ile ilgili bir belirsizlik söz konusu. Sahanın yeni gelişmelere gebe olduğunu görebiliyoruz." ifadelerini kullandı.
"Trump, dış politikada rasyonel olan bazı adımları içeride açıklamakta zorlanıyor"
Prof. Dr. Okur, 13 Kasım?da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan?ın gerçekleştireceği ABD ziyareti ile ilgili olarak, iki tarafın arasında yoğun gündem maddeleri olduğunu aktararak dikkatin Suriye meselesi üzerine olacağını işaret ederek, "Trump açısından bakarsak, dış politikada rasyonel olan bazı adımları içeride açıklamakta zorlanıyor. O nedenle ön temaslarla cevabı aranan şey şu; yüksel profilli bir zirve bu meseleyi Türkiye?nin Suriye?deki adımlarını kolaylaştırır mı yoksa yine iç politikadaki gerilim hattının ortasına mı oturtur? Oradaki gerilimi Türkiye açısından daha da olumsuz şekilde tetikler mi? Bunun cevabı için tahmin ediyorum heyetler gelip gidiyor, bazı ön temaslar var. Şimdiye kadar açıklanmaması kesin bir kanaate ulaşılmadığına işaret ediyor. Bu yüzden hâlâ olabilir de olmayabilir de noktasındayım."