Eyüpsultan?da düzenlenen panelde PKK?nın elinde bulunan çocuklarla ilgili tüm konular masaya yatırıldı. SETA Vakfı binasında düzenlenen panele yazar Aytekin Yılmaz, terör örgütü PKK?nın dağa kaçırdığı çocukların aile fertlerinden Aysel Bozkurt, çocuk askerlerle ilgili çalışmaları bulunan Çankırı Karatekin Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sezai Özçelik ve uzman Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhat Erkmen ve vatandaşlar katıldı. Panelde son dönemde yeniden gündeme gelen PKK?nın 18 yaş altı çocukları, devşirme faaliyetleri, hukuki, akademik, siyasi ve toplumsal açıdan ele alındı.
?Son 35 yılda 20 bin civarında çocuktan savaşçı yapıldı?
"Çocuktan savaşçı mı olur?" diyen yazar Aytekin Yılmaz, ?Savaştırılan çocuklar diyelim. 1984 ile 1990 yılları arası çatışma sürecinin ilk dönemlerinde çocuklar zorla mı çıkarılıyor yoksa gönüllü mü katılıyorlar? Çocuklar kelimenin tam anlamıyla örgüt kırsal kesim, köyler, mezralar basmış. Propaganda çalışmaları yapmış ve omzunda tüfek tutabilecek yani ortaokul ya da liseli de olabilir 14-15 yaş ayrımı yapmadan birlikte dağa kampa götürmüşler. Araştırmalarıma göre; İçişleri Bakanı, örgüt yayınlarının ve kendi tanıdıklarımdan dinlediğim son 35 yılda 20 bin civarında çocuktan savaşçı yapıldı? diye konuştu.
?Silahlar sussun, hiçbir anne ağlamasın?
Hiçbir çocuğun örgüte katılmasını istemediğini söyleyen terör örgütü PKK?nın dağa kaçırdığı çocukların aile fertlerinden biri olan Aysel Bozkurt, ?Ben hiçbir çocuğun örgüte katılmasını istemiyorum. Hiçbir annenin evladının ölüsünü görmek istemiyorum. Yıllardır çocuklar hep örgüte katıldı ve yıllarca anneler ağladı. Nereye kadar biz artık yeter diyoruz. Çocuklara buradan sesleniyorum. Örgüte katılmayın, yeter artık. Bu gözyaşı bu kan nereye kadar? Barış Pınarı Harekatı?ndaki askerlere Allah hayırlara vesile etsin. Rabbim devletimize zeval vermesin. Çocuklar gözümüzün önünde dağa gidiyor, ölüyor, cenazeleri defnediliyor. Artık biz Diyarbakır halkı olarak yeter,dedik. Hep asker, polis cenazelerini ve Kürt gençlerin cenazelerini görüyoruz. Artık biz yeter, dedik. Silahlar sussun, hiçbir anne ağlamasın, çünkü annenin feryadı kadar acı bir şey yoktur? ifadelerinde bulundu.