İklimlendirme sektörünün inovatif şirketlerinden Daikin, 15 Mayıs Dünya İklim Günü nedeniyle çevre ve iklim konularına dikkat çekerek küresel ısınmanın yıkıcı etkilerine karşı bütün dünyanın birlikte hareket etmesi gerektiğini açıkladı. Şirket, çevreye olan duyarlılığının göstergesi olarak 2019 yılı içinde tüm split ürünlerde düşük küresel ısınma potansiyeline sahip soğutucu akışkan R32?ye geçmeyi hedeflerken, yatırımlarını da bu yönde geliştirdiğini duyurdu.
Çalışmaları ve ürünleriyle çevreye verdiği önemi her koşulda dile getiren Daikin, yayınladığı 2018 sürdürülebilirlik raporuyla geleceğini şimdiden planlamış, 2050?ye kadar karbondioksit emisyonlarını sıfıra indireceğini açıklamıştı.
Yapılan bilgilendirmede; 40 ülkeden 91 bilim insanı ve 6 binden fazla bilimsel makaleden yararlanılarak hazırlanılan IPCC (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) özel raporu toplumun her alanında hızlı değişiklikler yapılarak küresel ısınmayı 1.5 derecede sınırlandırmayı öngörülüyor. Bu rakam küresel ısınmanın yıkıcı etkilerini azaltabilir sınır olarak kabul ediliyor. Endüstri Devrimi sonrası küresel ısınmanın ortalama 1 derece artış gösterdiğinin belirtildiği rapor, gerekli tedbirler alınmadığı takdirde dünyanın yıkıcı sonuçlarla karşı karşıya kalacağını da ortaya koydu. Küresel ısınmada ek olarak 1 derecelik artışın gerçekleşmesinin deniz seviyesinin yükselmesi, ekstrem hava durumu ve buzullarda azalma gibi sonuçlara yol açacağının belirtildiği raporda yarım derecelik bir artışın ise söz konusu yıkıcı etkileri azaltabileceği öngörülüyor. 2 derecelik bir artışın okyanuslarda 10 cm kadar bir yükselmeye neden olacağı, bunun da ada kıyılarında yaşayan 10 milyon insanın sel ve diğer afetlerle baş başa kalması anlamına geldiğinin belirtildiği raporda, yarım derecelik bir artışın ise nispeten tolere edilebileceği bir tablo çizildi. 2 derecelik artışın okyanusların kimyasını bozacağını ve oksijen miktarını azaltacağının da belirtildiği rapor, denizlerdeki canlı çeşitliliğinin azalmasına dolayısıyla insanların besin sorunu yaşayabileceğine dikkat çekti. Bunun yanı sıra yüksek küresel ısınmanın atmosferdeki ozon seviyesini artırmanın yanı sıra bazı ölümcül hastalıkların yayılmasına da fırsat vererek insan hayatına bir tehdit oluşturduğunun altı çizildiği rapor, 2050 yılına gelindiğinde karbondioksit emisyonlarının sıfıra indirilmesi gerektiğini, CCS ve CDR gibi karbondioksit yakalama ve depolama teknolojilerinin kullanılmasının yanı sıra yenilenebilir enerjiye mutlak geçişi de öngördü.