Nöropsikiyatri Doktoru Mehmet Yavuz, Spor Toto Süper Lig?de 2018-2019 sezonunun sonuna gelinirken, kulüplerin ve yöneticilerin verdiği sert demeçlerle ilgili İhlas Haber Ajansı?na açıklamalarda bulundu. Yavuz, kulüplerden gelen açıklamalarda fair-play unsurlarının ön plana çıkartılması gerektiğini vurgulayarak, ?Gerginleşen spor medyası ve ortamı kimseyi mutlu etmiyor. Bizleri de hoşnut etmiyor. Her şeyden önce tüm kurumların fair-play unsurları içinde olması lazım. Bir tarafta yöneticiler var bir tarafta teknik heyet var bir tarafta taraftar bir tarafta da medya var. 4 unsurun dengeli gitmesi gerekiyor. Özellikle spor camiasının huzurlu olması için 4 faktörün de sağlıklı yürümesi gerekiyor. Yönetici her şeyden önce keskin konuşmalar açıklamalar vermekten uzak durması lazım. Aynı şekilde maç öncesi sonrası açıklamalara dikkat etmesi gerekiyor. Yönetici özellikle takımla ilgili kutuplaştıran, yalnızlaştıran beyanatlar verdiği zaman bu taraftara ister istemez yansıyor. Sosyal medya bu açıklamaları daha etkin bir şekilde işliyor. Onların da reyting kaygıları var. Bu taraftara 3-5 misli yansıyor. Yönetici üzerinde de baskı oluşturuyor. Taraftar baskısı oluşunca yönetici daha sert açıklama yapıyor. Bu kısır döngü sürüyor. Burada en büyük hadise yöneticilere düşüyor. Yönetici ve teknik heyetin takımlarıyla ilgili beyanatlarda kesinlikle uzlaşmacı, fair-play unsurlarını içeren her türlü kavgadan uzak bir tarz izlemelidir. Diğer türlü gerginleşen ortam, haliyle taraftara yansıyor. Tüm ülkenin ciddi problemi haline geliyor. Bir takımın futbolcusu kaleciyle birçok defa karşılaşıyor ama gol atamıyor. Buna karşılık 10- 15 pozisyonu futbolcu değerlendiremiyor. Sonra teknik heyet şu açıklamayı yapıyor; ?Elimizden geleni yaptık ama gücümüzün yetmediği faktörler vardı.? Kardeşim senin oyuncun kaç defa kaleciyle karşılaşmış gol atamamış neden başarısızlığını başka unsurlarda arayıp hem ortamı hem taraftarı hem de medyayı geriyorsunuz. Gerek takım yöneticileri gerek futbolcular açıklamalarına dikkat etmesi gerekiyor. Her türlü keskinlikten uç noktalardan uzak fair-play çerçevesini kapsayan uzlaşmacı hoşgörülü futbol zevkini ve takım zevkini öne alan açıklama yapmak zorundalar. Yoksa bu gergin ve kavgacı ortamın düzelmesini umamayız? şeklinde konuştu.
?Bu açıklamaların amacı diğer takımları baskı altına almak?
Yavuz, ?Bu tür açıklamaların sezon sonunda olmasını neye bağlıyorsunuz? sorusuna ise, şu yanıtı verdi:
?Lig sonuna doğru şampiyon olmak isteyen takımların diğer takımlar üzerinde bir takım psikolojik medya baskıları da netleşmeye başlıyor. Bu bir spor oyunu olmakla birlikte futboldan konuşuyorsak, olayın birçok boyutu var. Diğer takımın oyuncularını, teknik heyet ve taraftarını baskı altına almak. Onların motivasyonlarını ve koordinasyonlarını olumsuz etkilemek, başlıca hedefler olabiliyor. Nihayetinde ligde bir şampiyon oluyor.?
?Başarısızlığı kendinizde arayacaksınız?
Yapılan sert açıklamaların hakemleri de etkilediğinin altını çizen Yavuz, ?Hakem profesyonel anlamda takımı yöneten, sahada kendisi en iyi şekilde sonuç almaya çalışan, tarafsız davranan arkadaşlar diye düşünüyorum. Hiçbir hakem kendi kariyerini riske atacak bir hata yapamaz. Hakemler de insanlar onlar da hata yapabiliyorlar. Hakemin hata yapabileceğini onların da insan olduğunu düşünerek buna göre konuşmamız gerekiyor. Takım oyuncusu karşı karşıya geliyor, gol atamıyor ama hakem o takım aleyhinde birkaç karar alıyor, sonra siz tüm başarısız sonucunuzu hakemin üstüne yıkıyorsunuz. Bu adil olmayan bir olay. Böyle bir durumda o takım oyuncuları da mesaj alamıyorlar. Başarısız olduysanız kendinizde arayacaksınız?
?Skora değil spora endeksli olmamız gerekiyor?
Doktor Yavuz, tarafların sporu ön plana almaları gerektiğini aktararak, ?Ciddi bir taraftar baskısı var. Bu baskıyı yöneticiler herkesten fazla hissediyorlar. Özellikle 4 büyük takımın taraftarı mutlaka şampiyon olunmasını istiyor. Şampiyon olamadıktan sonra ikincilik bile başarısızlık sayılıyor. Bu yüzden taraftarın oluşturduğu bu patolojik negatif enerjiyi oldukça asgariye düşürmek istiyorlar. Kendi oluşumlarının başarısız bir grafik gibi görünmemesi için yönetim olarak pasif bir manzara göstermemek için çıkıp konuşuyorlar. Bu da sizin de belirttiğiniz gibi keskin yıkıcı söylemler barındıran takımları ayrıştıracak açıklamalardan uzak durulması gerekiyor. Bu ülkede yaşıyoruz huzuru açısından spor camiasının ve taraftarların huzurlu mutlu olması gerekiyor. Spor özellikle söz konusu futbol 3 sonuçlu bir oyun ya yeneceksiniz ya yenileceksiniz ya da berabere kalacaksınız. Skora değil spora endeksli olmamız gerekiyor? ifadelerini kullandı.
?İlkokuldan itibaren ?Futbol Kolejleri? açmalıyız?
Futbolda yurt dışındaki başarıların ülke kariyeri açısından barındırdığı öneme değinen Yavuz, ?Futbol dünyada ciddi bir endüstri. Bunun altını çizmek gerekiyor. Ciddi bir taraftar topluluğu var. Ülkemizde de ilgi gören en büyük spor dalı futbol. Bir ülkenin futbolda başarılı olması demek, o ülkenin birçok anlamda reklamı demek oluyor. O ülkenin imajı için de önemli. Futbolda başarılı olmak, milli görevdir bizim için. Bu yüzden bu futbol takımlarının profesyonel amatör takımların bu bilinçle hareket etmesi lazım. Ülke içi değil ülke kariyeri açısından yurt dışı başarıları bizim için gerekli. Özellikle ilgisi çok olan futbolu profesyonel biçimde ele almak zorundayız. Sporla eğitimi birlikte götürmek zorundayız. Eğitimli futbolcular yetiştirmek zorundayız. İlkokuldan itibaren Futbol Kolejleri ile işe başlamalıyız. Benim buradan tavsiyem, bakanlık ve yöneticilere önerim; futbolu ilkokuldan itibaren en azından ortaokuldan itibaren başlatacak özel müfredatlı spor okullarının geliştirilmesi. Ancak bu kolejlerde temel derslerin eksikliği de olmaması gerekiyor. Sınavlarda rakip liselerden aşağı olmaması gerekiyor. Biz ne zamanki avukat futbolcu, doktor futbolcu, mühendis futbolcu yetiştirdiğimiz zaman eminim ki her alanda sözünü ettiğimiz fair-play anlamında da daha başarılı olacağız. Eğitimli futbolcuların eğitime olan katkıları taraftara olan etkileri de pozitif olacaktır? diye konuştu.
?Yöneticilerin dikkatli konuşması gerekiyor?
Yavuz, kulüplerde görev yapan yöneticilerin, politikacı gibi davrandıklarına dikkat çekerek, açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:
?Bugün yöneticiler politikacı gibi davranıyor. Taraftar daha doğal düşünüyor. Yönetici kadronun söyledikleri her sözü taraftarı olumlu ya da olumsuz etkilediğinin bilincinde olmaları gerekiyor. Ülkemizde bir spor kargaşası çıkmaması için herkesin özellikle yöneticilerin ve teknik kadroların çok dikkatli konuşmaları gerekiyor.?