VM Medical Park Kocaeli Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Lütfiye Derya İnal, alerjik rinitin ölümcül bir hastalık olmadığını; ancak hastanın yaşam kalitesini oldukça olumsuz etkileyen bir durum olduğunu belirtti. Hastalığın kişinin beden, ruh enerjisini düşürdüğünü ve kişinin daha sinirli, tahammülsüz olduğunu ifade eden Derya İnal, mevsimsel alerjik rinit tanısı konulan kişilerin gerekiyorsa maske ile dışarı çıkmaları ve sigara içilen ortamda da kesinlikle bulunmamaları konusunda uyardı. İnal, "Bahar ılık bir hava, iç acıcı bir güneş, mis gibi çiçek kokuları ve tomurcuklanıp tazelenen bir doğa demektir. Ancak mevsimsel alerjik riniti olanlar içinse kabusa dönüşebilmektedir. Mevsimsel alerjik rinit, bahar aylarında, çayır ve bazı ağaç polenlerine karşı burun mukozasında meydana gelen alerjik reaksiyon sonucu oluşur. Söz konusu polenler olunca semptomların başlangıç zamanı ve süresi kişinin yasadığı coğrafik bölgenin iklim özelliklerine göre değişmektedir. Bazı bölgelerde polenler yıl boyu ortamda bulunabilir dolayısıyla semptomlar da mevsimsel değil yıl boyu devam edebilir. Genetik yatkınlık, ailede alerjik hastalıkların bulunması, küçük yaşlarda alerjenlerle temas, polenlerin yoğun ve uzun süre ortamda kaldığı bir coğrafyada yaşamak, bebeklik döneminde yoğun antibiyotik kullanımı dışında çevre kirliliğinin artması ve sigara dumanına maruz kalma gibi etkenler de mevsimsel alerjik rinitin son yıllarda görülme sıklığını bir hayli artırmıştır" dedi.
Kişi daha sinirli ve tahammülsüz olabilir
Alerjik rinitin ölümcül bir hastalık olmasa da hastanın yaşam kalitesini oldukça olumsuz etkileyen bir durum olduğunu da ifade eden Dr. Lütfiye Derya İnal, "Alerjik rinit ölümcül bir hastalık olmasa da hastanın yaşam kalitesini oldukça olumsuz etkileyen bir durumdur. En çok gözde sulanma, kaşıntı, göz altlarında morluk, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, geniz akıntısı, hapşırma krizleri, boğazda ve burunda gıdıklanma hissi, burun tıkanıklığına bağlı horlama ve uyku bozuklukları, ağızdan nefes alıp vermeye bağlı ağız kurulukları meydana gelebilir. Bu semptomlar basit gibi görünse de kişinin okul ve iş performansını, beden ve ruh enerjisini oldukça düşürür. Kişi daha sinirli ve tahammülsüz olur. Alerjik rinit kendini sınırlayan bir hastalık değildir, astıma ilerleyebilir, tekrarlayan sinüzite ve otit dediğimiz kulak iltihaplarına neden olabilir" diye konuştu.
Gerekiyorsa maske ile dışarı çıkılabilir
Mevsimsel alerjik rinit tanısı konulan hastaları kirli havadan sakınmaları, parfüm ve deterjan gibi keskin kokulardan uzak durmaları konusunda da uyaran Dr. İnal sözlerini şöyle sürdürdü: "Mevsimsel alerjik rinit tanısını koyarken hastanın yaşadığı semptomlar oldukça yol göstericidir. Yılın belli zamanlarında tekrar etmesi, ailede de alerjik bireylerin varlığı şüphemizi destekler. Bunun yanında kanda ve deride yapılan alerji testleri kişinin neye karşı alerjik reaksiyon gösterdiğini belirleyebilir. Bu testleri yaptırmadan en az 15 gün öncesinde alerjik durumu maskeleyecek ilaçları kesmek gerekiyor. Yapılan testlerin sonuçları negatif dahi olsa klinik şüphemiz alerjik rinitte yoğunlaşıyorsa yine de tedavi verebiliyoruz. Peki alerjik rinit semptomlarını azaltmak için ne yapmak gerekir? Aslında burada kişiye de büyük görev düşer. Öncelikle kişi kendini alerjenden korumalıdır. Bahar aylarında gerekiyorsa maske ile dışarı çıkılabilir, gözleri kaplayan güneş gözlükleri kullanılabilir. Kirli havadan sakınılmalı, parfüm ve deterjan gibi keskin kokulardan uzak durulmalıdır. Sigara içilen ortamda da kesinlikle bulunulmamalıdır. Tedavide ilk sırada antihistaminikler yani alerjik durumu baskılayıcı ilaçlar ve kortizon içeren burun spreyleri verilir. Bu spreylerin sistemik geçişi çok düşük olduğu dolayısıyla yan etkilerinin yok denecek kadar az olması nedeniyle güvenle ve uzun sürede kullanılabilir. Hastada semptomlar ağır ise veya tedaviye yanıt yok ise immunoterapi denilen aşı tedavileri uygulanabilir. Çok etkin bir tedavi yöntemidir. Bu nedenle tedaviden fayda görebilecek hasta grubunu belirlemek çok önemlidir ve titizlik gerektirir. Bu tedaviye uygun olan hastaların seçimi mutlaka alerji ve immünoloji uzmanı tarafından belirlenmelidir."
9389,62%-0,33
34,42% 0,30
36,28% 0,16
2837,38% 0,12
4783,49% 0,66