Demir, ?Sağlık, bireyin hastalık halinin olmadığı fiziksel, psikolojik ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir. Bu iyilik halinin sağlanması için sanat ve bilgileriyle hizmet veren konumundaki biz sağlık çalışanları, yönetemediğimiz riskler, aşırı talep- beklentiler, yanlış bilgi ve yönlendirmelerle artan toplumsal şiddetin de katkısıyla ne yazık ki sözel, fiziksel veya psikolojik şiddete maruz kalabiliyoruz? dedi.
Sağlıkta şiddet son dönemlerde sağlık çalışanlarının birincil sorunu haline geldiğine dikkat çeken Demir, ?Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifadesiyle neredeyse terörle eşdeğer bir suçtur. Sağlıkta şiddet sadece hekimlerin ve sağlık çalışanlarının bir sorunu değildir. Zira şiddet korkusu hekimlerin sanatlarını uygularken çok daha çekimser kalmalarına, zaman zaman da risk ve inisiyatif almaktan kaçınmalarına ve riskli bölümlerin daha az tercih edilmesine neden olmaktadır. Bu ülkemiz tıbbi ve halkımızın sağlığı açısından çok önemli bir tehlikedir. İnsan hayatının kutsallığının bilincindeki sağlık çalışanlarının, beklenilen kalitede sağlık hizmetini verebilmeleri için öncelikli koşul güvenli bir çalışma ortamında hizmet verebilmeleridir. Hiçbirimiz unutmamalıyız ki şiddet sadece hekimi-sağlık çalışanlarına zarar vermemekte aynı zamanda sağlık çalışanlarından şifa bekleyen vatandaşların da hizmet almasını engellemektedir? diye belirtti.
Çok etmenli bir sorun olan sağlıkta şiddetin basit ve hemen sonuca götürücü tek bir çözümü bulunmadığının bilindiğini söyleyen Demir, ?Hasta ile hekim veya sağlık çalışanı ilişkisi karşılıklı saygı ve güven ilişkisine dayanmaktadır. Şiddet, saygı ve güveni yok ederek sağlık hizmeti verilmesini imkansız hale getirmektedir. Bu nedenle, tüm sağlık çalışanlarının ortak talebi etkili ve caydırıcı bir Sağlıkta Şiddet Yasasının Türk Ceza Kanununda kendine yer bulmasıdır? dedi.
