Son 6 aydır pek çok şirket konkordato ilan etti. İnşaat sektöründe de konkordato ilan eden şirket sayısı 150?nin üzerinde olduğu biliniyor. Avukat Özgür Öztunç, inşaat sektöründe şirketlerin konkordato ilan etmesi üzerinde açıklama yaptı.
Konkordato süreçlerinde inşaat firmaları itaat tedbir kararları almakta ve bu kapsamda hali hazır stoklarında var olan daireleri satacağı yönünde konkordato ön projeleri sunduklarını belirten Av. Öztunç, "2014?den itibaren ise satışlarda çok büyük patlamalar oldu. Gelinen noktada da tüketicide devlete güvenmek suretiyle birçok daire satın almasını yaptı. Bu daireleri alırken de bir takım düzenleme şeklinde noterden satışlar yapıldı. Bu dairelerin bir kısımları, tamamlandı bir kısmı yarım kaldı. Bu durumda aslında kanun yapıcı atladığı bir husus var. Tüketici kanundaki tüketiciyi korumayla konkordato kapsamındaki şirketleri koruma arasında yarışan ilkeler kapsamında bence tüketiciye mağduriyetlerine sebebiyet vermektedirler" diye konuştu.
Konkordatodaki inşaatçılar sattıkları daireleri tekrar satmak istiyorlar
Av. Özgür Öztunç: "İnşaat firmaları konkordato talepleriyle mahkemelere başvuruda bulunduklarında şunları söylüyorlar: "Benim stoklarımda bulunan dairelerimi ben tekrar satacağım en kısa zamanda bu daireleri nakite çevireceğim mevcut diğer projeleri aktarıp yapacağım". Bunda hiçbir şekilde sorun yok. Ancak sorun şuradan kaynaklanıyor. Aslında bu stoku bulunan dairelerin daha önceden sattığı paralarını da tahsis ettiği daireler. Bunun kapsamını tüketiciler şu an bizim bildiğimiz 60 bine yakın tüketicinin aşmış olduğu dava var. Bu davalarda da tapulara konulmuş olan ihtiyar tedbir kararları var. Geçici müddet ve kesin müddet kararları verildiğinde her ne olursa olsun ihtiyar tedbir kararları kaldırılır diyor. Şimdi sen tüketicinin davalarını kaldırdığın anda itibaren tüketicinin sahibi olduğu aslında satmış olduğu daireleri mahkemenin de aracılığıyla tekrar sattırıyorsunuz. Bu ben çok büyük bir haksızlık doğuruyor" dedi.
"Firmanın ortakları hem Ankara?daki firmaların konkordatoya götürüyor hem de İstanbul?daki firmaları götürüyor"
Kanun yapıcıların konuyla ilgili olarak hem tüketici kanunda hem konkordato kanununda acil bir değişiklik yapması gerektiğini vurgulayan Av. Özgür Özturnç, "Bu ilerde çok büyük aile dramlarına sebep verebilecek olan bir husus. Yapılan işlemlerde konkordatoya bakıldığında her şeyi düşünüyorsunuz. Bankalar satamaz diyorsunuz, alacaklar satamaz diyorsunuz, ancak alacaklı firma bu sefer o daireleri satmak suretiyle tüketicinin elinde daireleri satmış olacak. Bir nevi mahkemenin aracılığı kılınma nedeniyle tüketiciyi mağdur ediyorsunuz ve tüketiciyi koruma durumu olmuyor. Birinci karşılaşılan sorunlardan biri bu. İkinci karşılaşılan sorun ise atamış olan projeler kapsamında gene biz komiserlerdeki raporlarda ve değerlendirmelerde eksikler olduğunu düşünüyoruz. Bir firmanın aynı anda birkaç firma vasıtasıyla biz konkordatoya gittiğini biliyoruz. Örnek vermek gerekirse, firmanın ortakları hem Ankara?daki firmaların konkordatoya götürüyor hem de İstanbul?daki firmaları götürüyor. Bunlarla ilgili gerçekten tedbir kararlarını alıyor ve "Ben her iki firmaya sermaye koyacağım" diyor, burada bir sorun var" şeklinde konuştu.
"İnşaat şirketi sahibi aynı zamanda otelci ve hatta pazarlamacı"
Av. Öztunç, aslında firma sahiplerinin aynı anda birden fazla yerde konkordatoya gittiğinde dosyaların bir mahkemenin altında birleştirip aynı mahkemede görünmesi gerektiğini tatbikatta görmeye başladıklarını söyleyerek, "İnşaat şirketi sahibi aynı zamanda otelci ve hatta pazarlamacı. Birden fazla şirketleri farklı illerde olabiliyor. Farklı illerdeki konkordato götürdüğü şirketlerin bir yerde toplanıp bir komiserin gözetiminde aslında denetim yapılması gerektiği anlaşıldı. Konkordato hukuku ve muhasebe kapsamında bunları düzenlemeleri lazım. Devletin en kısa zamanda bu tüketiciyi konkordatodaki birden fazla ildeki aynı kişiye ait şirketleri bir düzenlemenin en kısa zamanda yapılmasını gerekli görüyoruz" ifadelerini kullandı.
"Denetim raporları avukat birlikte incelemesi gerekiyor"
Öztunç, bu durumda kalmış vatandaşlara şu tavsiyelerde bulundu: "Bir kere davasını açması gerekiyor. Konkordato ilanı çıktıktan sonra mutlaka duruma müdahil olması gerekiyor. Çünkü konkordato ilanı çıktıktan sonra söz konusu süreler var. Bu süreleri kaçırmaması gerekiyor. Öncelikle toplu iptal davası açması gerekiyor. Bu talep eğer kabul edilmezse, bedele dönmesi yönünde ikamet etmesi gerekiyor. Mevcut olan konkordato dosyasında da ön projeyi avukatıyla incelemesi lazım. Hazırlanmış olan güvence raporu varsa, makul güvence raporu ile ön denetim raporu birbirine uyumlu mu değil mi diye kontrol edilmesi gerekiyor. Burada ön projede neyi satmayı teklif ediyor. Adamın elindeki tapusunu almamış olan daireyi satarak, tekrar bir finansal bir proje oluşturuyorsa itiraz etmesi lazım ama ?Ben bu mevcut tapuları vereceğim, ek sermaye koyacağım? diyorsa da tabi ki burada müteahhide yardım ederek, konkordato projesini desteklemesi gerekiyor. Ama öncelikle ön projeyi ve sunulmuş olan makul güvence raporları ile daha önceki denetim raporlarını avukatıyla birlikte incelemesi gerekiyor".