İhlas?a FETÖ tarafından yapılan kumpasların başında yer alan ve Nurettin Veren tarafından FETÖ?cü olduğu ifşa edilen Ali Coşkun, kurucusu olduğu İFK?ya FETÖ?nün sızmasında ve kurumun içeriden çökertilmesinde başrol oynadı.
Geçmişte Türkiye Odalar Borsalar Birliği Başkanlığı, İstanbul Sanayi Odası Başkan yardımcılığı yapan ve 1995 yılında İFK?nın kurucu Genel Müdürü olan Coşkun, daha sonra siyasete atıldı. Coşkun, İhlas Finans?tan ayrılırken, kendisine de şirket tarafından tahsis edilen makam aracını da ?benim? diyerek iade etmedi.
2002 yılında AK Parti?den milletvekili seçilen Coşkun, akabinde Sanayi Bakanlığını kaptı. Bakanlık koltuğuna oturur oturmaz ilk işi İhlas Finans?a müfettiş göndermek olan Coşkun, müfettişlerden istediği raporu alamayınca, bu sefer baskı uygulayarak mahkeme üzerinden işlem yaptırmaya çalıştı.
Bugün beyaatları ile İhlas?a saldıran Ali Coşkun?un, o günlerde de CHP?ye geçen Abdüllatif Şener ve CHP?li Akif Hamzaçebi ile koordinasyon halinde olduğu anlaşıldı. Coşkun, Sözcü?ye verdiği röportajında bunu da şu şekilde itiraf etti: ?Abdüllatif Şener o zaman ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısıydı. Ben Sanayi ve Ticaret Bakanıydım. O çalışmalar sırasında bizim müfettişlerin raporuna istinaden CHP?de Akif Hamzaçebi tarafından hatırlıyorum bir önerge verildi . İhlas Finans?ın 2001 yılında faaliyetinin askıya alınması da CHP?li Maliye Bakanı?nın talebiyle oldu?.
Coşkun, kurucusu olduğu ve batık haldeki İzmir?deki Bisan Bisiklet fabrikasını da, sonradan genel müdürü olduğu dönemde İFK?ya satın aldırıp, kendisine emanet edilen kurumu yaklaşık 300 trilyon lira zarara uğrattı. Bisan?ın bir finans kurumuna yüklü miktarda kredi borcu vardı ve batık haldeydi. İhlas?a ihaneti çok sonra anlaşılan Coşkun, borçlarıyla birlikte Bisan?ı İhlas Holding?e aldırdı. Bu sayede hem Bisan?ı hem de bağlantısının olduğu diğer finans kuruluşunun parasını kurtardı. Sinsi operasyonlar sürerken Ali Coşkun?un İFK?da yüklü miktarda parasının kaldığı dedikodusu yayıldı. Eski bakanın İFK tasfiye sürecine girdiğinde mevduat olarak sadece 744 doları vardı. Bu da 2004 yılında kendisine ödendi.
Veren: "Coşkun FETÖ?cüdür"
FETÖ lideri Fetullah Gülen?in sağ kolu olan ve örgüt ile daha sonra yollarını ayıran Nurettin Veren, Coşkun?u kendisinin örgüte kazandırdığını, ancak daha sonra yaptığı ikazlara rağmen Coşkun?un örgütte kalmaya devam ettiğini söyledi. Hatta Ali Çoşkun?un arsasını, okul yapılmak üzere örgüte bağışladığını anlatan Nurettin Veren, Akit gazetesindeki köşesinde ayrıca ?Ali Coşkun?un hibe ettiği arsasına yapılan Coşkun Koleji?nde çocuklarım okurken, taksitlerini ödeyemeyecek duruma sokuldum ve özellikle cezalandırıldım? diye yazdı.
Nurettin Veren gibi bir dönem FETÖ içinde yer almış ve daha sonra yollarını ayırmış olan Latif Erdoğan da ?Gülen, İFK?ya adamlarını yerleştirerek, kurumu içeriden çökertti? itirafında bulunmuş, adeta İhlas?a yapılan büyük ihanetin taşlarının Ali Coşkun ve adamları tarafından döşendiğine işaret etmişti.
FETÖ?den kopmadığını icraatlarıyla ortaya döken Coşkun, 17/25 Aralık sürecinden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan?ı da karşısına alarak açıklamalar yapmış ve Bank Asya?ya müdahaleyi eleştirmişti.
Ali Coşkun?un adının verildiği Coşkun Koleji, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kapatıldı. Coşkun Koleji İmam Hatip Lisesi?ne dönüştürülürken, Ali Coşkun?a bugüne kadar dokunulmaması ise kafalarda birçok soru işareti oluşturdu.