Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, raflarda tüketicilere sunulan organik adı altında satılan bal, propolis, arı sütü gibi arı ürünlerinde hile ve sahtecilik olduğunu açıkladı.
İTÜ ARI Teknolkent?te yapılan araştırmadan bahseden Tanuğur, Türkiye?den 59 farklı propolis markasının numuneleri ile yapılan analizlerin sonucunda örneklerin yüzde 95?inin etiketlerinde yanlış beyan olduğunu, örneklerin yalnızca yüzde 5?i (3 örnek) gerçek propolis içerdiğini ve etiketinde belirtildiği miktarda içerdiğini, su bazlı propolislerin tamamının antioksidan kapasitesinin <10 mg trolox /g örnek olduğunu, yani hiç propolis içermediğini ve ürünlerin çoğunun koruyucu, katkı maddesi içerdiğini, ancak etikette hepsinin beyan edilmediğini belirtmektedir.
Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, tüketicilerin yanlış beyanlarla kandırıldığı ve halkın sağlığı ile oynandığını vurgularken, ?Yaptığımız araştırmalar, ?sağlıklı ürün? olarak satılan bu propolislerin ne denli sağlıksız olduğunu açıkça kanıtlıyor. Özellikle Çin?nden gelen ve denetimi yapılmayan bu propolisler, insan sağlığını tehdit edecek katkı maddeleri ve yabancı maddeler içeriyor. Ancak, bu ürünler, Türkiye?de paketlendiği için raflarda da menşei Türkiye olarak satışa sunuluyor ve ne yazık ki etikette belirtildiği miktarda propolis içermiyor? şeklinde konuştu.
Tanuğur, ?Kontrollü olarak üretim yapmak ve yine bu kontrollü üretimi doğru bir şekilde analiz ederek etiketlemek için ?propolis tebliği? şart. Bu tebliğ çıkmadıkça ve halkın sağlığı ile oynayan bu ürünler denetlenmedikçe, piyasaya çok daha fazla sahte ürün sürülecektir. Burada bir önemli rol de tüketicilere düşüyor. İçerisinde ne olduğunu bilmedikleri ürünleri almak yerine, satın alıp tükettikleri propolisleri iyice araştırmalı ve sonra tüketmeliler. Çünkü bundan 10 yıl sonra hangi yan etkilerin gözlemleneceği oldukça belirsiz bir durum? şeklinde konuştu.
Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, piyasada satılan ballarla ilgili olarak da değerlendirme yaptı. Balların besin değerlerini incelediklerini, piyasada satılan tüm ballarda pastörizasyon ve filitrasyon işleminin yapıldığını ve etiketlemelerde bu durumun belirtilmediğinin altını çizen Tanuğur, ?Yine propolis örneğinde olduğu gibi, ballarda da etiketleme sahteciliği uygulanıyor. Balın besin değerlerini minimum seviyeye indiren bu iki uygulama, ticari kaygılar nedeni ile gerçekleştiriliyor. Bala, rafta berrak görüntü ve akışkanlık sağlamak adına gerçekleştirilen bu uygulamalar, balın şifasını azaltıyor. Ham balda bulunan proteinler, enzimler, vitaminler, mineraller ve antioksidan özellik taşıyan faydalı bileşenler, B1, B2, B3, B5, B6, C vitamini ile sodyum, kalsiyum, potasyum, magnezyum, fosfor, çinko, bakır, demir gibi mineraller ve polenler de bu uygulamalar ile yok ediliyor. Balın içerisindeki bu değerli bileşenlerin korunması için, balın pastörize ve polenleri tutacak derecede filitre edilmemesi gerekiyor. Bal, binlerce yıldır; yara ve yanıkların tedavisinde, cilt rahatsızlıklarında ve mide hastalıklarında da kullanılmakta. Ancak, balın besin değerinden ve faydalarından bahsedebilmemiz için balın pastörize ve filtire edilmemiş ham halini tüketmemiz gerekiyor. Tüm bunlara bilerek balınızı organik mi alırsınız, yoksa şifası azaltılmış mı alırsınız siz karar verin? diye belirtti.