Kayseri?de sokak köpeklerinin saldırısı sonucu 14 yaşındaki Mehmet Özer?in hayatını kaybetmesi, Türkiye gündemine oturdu. Yaşanan vahşet sonrası, gözler başka illerde de yaşanan köpek saldırılarına çevrildi. Uzun yıllardır köpek eğitimi ile uğraşan uzman Göktan Eker, yaşanabilecek saldırılardan korunma yöntemlerini anlattı.
"Köpekler bize saldırdığında ilk yapmamız gereken onlar yokmuş gibi davranmak" diyen Eker, "Bu çok kolay bir davranış değil ama onların sahasını yiyeceğini sürüsünü tehdit etmediğimizi vücut dilimizle onlara göstermemiz lazım. Göz temasından kaçınmak, tanımadığımız köpeklere yaklaşmamak bu sadırılardan kaçınmamızın en önemli yöntemlerinden bir tanesi" ifadelerini kullandı.
Köpeklerin yaşam biçimleri nedeniyle saldırganlaştığını söyleyen Eker, "Köpekler burada sürüler halinde büyüyorlar, büyürken baskın karakterliler o sürüyü yönetmeye, kendilerinden daha zayıf olan varlıklara karşı kendisini daha güçlü hissetmeye başlıyor. Burada yine insan eliyle yapılan bir hata var, insanlar köpekleri sahipleniyor, bilmeden ona kışkırtma buna saldırtma şeklinde köpeklere çatışma dilini öğretiyor yani saldırganlığın çatışmanın zayıf varlıklarla iletişimde kullanılacak bir dil olduğunu köpekler öğreniyor. Sonra köpekler sokaklara ormanlara bırakılıyorlar. Öğrendiği tek dil çatışma dili olan köpek de aç kaldığında ya da kendine yer edinmek istediğinde bu dili kullanmaya başlıyor ve ne yazık ki Kayseri?deki gibi vahim bir olayla, genç bir evladımızı kaybetmek durumunda kalıyoruz. Burada köpeklerin sokaklara bırakılmamasına yönelik sistematik, yapısal ve yasal düzenlemeler yapmamız lazım yani insanların kolayca köpekleri alıp sokaklara bırakamaması lazım? diye konuştu.
Köpek saldırısı karşısına yapılabilecekleri sıralayan Eker, "Eğer köpekle mücadeleye girmemiz kaçınılmaz ise çığlık atmak, bağırmak, kaçmak o köpeğin av güdüsünü daha fazla tetikleyecektir. Köpeğin direkt gözüne bakmak çok daha fazla tetikleyecektir. Köpeklerin dünyasında onlara tehdit olarak gösterilen davranış dili ile insanların olumlu olarak kullandığı davranış dili, kalıpları bazen birbiri ile karışıyor. Örneğin iki insan iletişim kurarken birbirimizin gözlerine bakar merhabalaşırız ama bunu tanımadığımız bir köpeğe yaptığımızda ona meydan okuyor anlamına gelir. Biz örneğin iletişim kurarken temas etmeyi omzuna dokunmayı severiz yönlendiririz fakat benim elimin köpeğin üstten omzuna doğru götürmem ona dominantlık göstergesi olup köpeğin tepki göstermesine sebep olur. Dolayısıyla köpek vücut dilleri konusunda özellikle korkan insanların veya bölgesinde çok köpek olan insanların kendisini biraz geliştirmesi lazım. Saldırı durumunda da kaçmamak, sabit durmak, köpekleri yok saymak, onları tehdit etmiyormuş gibi yavaşça yürümek aslında saldırılardan korunmanın temel niteliği. Ama artık köpek bize saldırıyorsa elimizde çanta poşet ya da benzer bir şeyle bariyer uygulaması yapmamız lazım. Özellikle kış aylarında elimizde çantamız şemsiyemiz var. Bunlarla köpeğe vurmak değil sadece bariyer yapmak lazım, köpeği vurmak gibi fiziksel temas daha da agresif hale getirebilir. Elimizdeki eşyayı köpekle aramızda bariyer yaparak, yine sakin vücut dili kullanarak yavaş yavaş ilerlemeliyiz" şeklinde konuştu.
Sokak köpeklerinin beslenmesi konusunda da uyarılarda bulunan Eker, "Yere bırakılan mamanın kokusu ve bölgesi var. Bir süre sonra köpek burada yemek yemeye devam ederek şartlanıp aç kaldığında da bu alanda mamasının kokusu bulunduğundan dolayı buradan geçen insanlara da saldırabilir. Yani biz yine kendi elimizle köpeklere, yanlış bir şartlanma öğreterek onların insanlara saldırmasına, zarar vermesine sebep oluyoruz" dedi.
Orjinal Habere Git