Klinik Psikolog Hande Işın, ?1 Ocak aslında yılın diğer 364 gününden farksız olmasına rağmen anlamsal olarak birçoğumuz için yeni başlangıçları sembolize ediyor. Yeni başlangıçlar ise her zaman olumlu hissiyatıyla birlikte gelir. Yeni yıl henüz yaşanmamış bir dönemi sembolize ettiğinden, beraberinde getirdiği belirsizlik kaygı oluşturmak yerine umuda sebep olur ve olumlu algılanır, bu dönem daha iyi şeyler yaşamaya, daha mutlu olmaya, daha büyük başarılar kazanmak için fırsatlar ile doludur. Yeni yıl döneminin kişilerde oluşturduğu umut elbette psikolojiyi oldukça pozitif etkilemektedir. İnsanlar yıl sonlarında genelde hayatlarına yönelik değerlendirmeler yaparak değiştirmek veya ilerletmek istedikleri konularda bazı hedefler belirlerler ve yeni yıl da bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için itici bir güce sahip büyük bir başlangıç olarak görülür. Bu nedenle yeni yıl başlangıçları oldukça motive edici dönemlerdir?? dedi.
Biten yılın değerlendirmesi ile birlikte, kişilerin hayatlarında yaptıkları yanlışları, düzeltmek istedikleri, kendilerinde veya çevrelerinde değiştirmek istedikleri çeşitli konularda karar alırken, en çok zorlanılan konunun alınacak olan kararların öncelik ve önemi konusunda kafa karışıklığına düşmeleri olduğunu ifade eden Psikolog Işın, ?Bunun sebebi bir kararın bir çok farklı etmeni etkiliyor olması. Her kararımızın sadece tek bir çıktısı yok. Kararlar, kişisel hayatımızı birinci elden etkilerken, içinde bulunduğumuz ortamlardaki durumumuzu ve dolayısı ile kontak halinde olduğumuz insanları da etkiliyor?? ifadesinde bulunan Hande Işın, ??Örneğin, kendinize iyi geleceğini düşündüğünüz olumlu bir karar bazen istemeseniz de aileniz için olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Bu noktada insanlar çokça kafa karışıklığına düşüyorlar. Almak istediğimiz kararların etki alanlarını değerlendirmede zorluk yaşamak, istenip de hareket edilemeyen veya istenmediği halde ilerlemek mecburiyetinde hissedilen durumlar oluşturuyor. Bu durum önceliklendirme ve önemlendirme de kafa karışıklığına düşülmesine sebep oluyor? diye konuştu.
?Kişilerin kararlarını temelde duygular yönlendirir?
Almak istenen kararların, sonucunda pozitif bir duygu yaşanacağı beklentisi ile alındığını kaydeden Psikolog Işın, ?Geçmiş yılın değerlendirmesinde kişiler ne gibi duygular yaşadılarsa, yeni yılda alınan kararlar olumlu duyguyu devam ettirecek yeni kararlar, ya da olumsuz duyguyu düzeltecek yeni kararlar oluyor. Bu duyguların neler vasıtası ile yaşanacağı ise elbette kişilerin değerleri çerçevesinde şekilleniyor. Bazı insan sevdiği biri ile bir tatile çıkmayı karar olarak alabiliyorken, bir başkası yeni bir hobi edinmeyi, bir başkası bir araç gereç edinmeyi tatmin edici bulabiliyor. Olumlu duyguyu oluşturacak kararları alırken, sosyal bir varlık olarak insanlar en başta yakın çevresindeki insanlardan etkileniyorlar. Örneğin en yakın arkadaşınız sigarayı bıraktıysa, bu dönemde siz de bu konuda kendinize onu örnek alıp benzer bir hedefe ulaşmayı isteyebilirsiniz. Araştırmalar gösteriyor ki, sahip olmak yerine tecrübe etmeye yöneltilmiş hedefler insanları çok daha mutlu ediyor. Elbette bu gibi bilgiler edinmek de kişilerin seçimlerini şekillendiriyor. Doğru ya da yanlış her kararın alınmasının arkasında bir motivasyon vardır. Doğru kararları almak için, öncelikle kişilerin kendilerine bu kararları aldıran motivasyonu iyi anlamalarını öneriyorum. Bu karar bir korkudan mı yoksa bir inançtan mı kaynaklanıyor? Bir şeyden kaçınmaya mı çalışıyorsunuz? Yoksa bir geleceği inşa etmeye mi? Motivasyonların her daim yapıcı olmasına dikkat edilmesi doğru karar alınmasını sağlayan en önemli unsur. Bu da hayatımızdaki geçmiş seçimleri doğru irdelemekten geçiyor. Kararlar uzun vadeli olan hayata belirli bir doğrultuda yön vermek için alınır, bu sebeple kararları alırken ?otomatik pilotta olmadığımızdan? emin olunması kararlarımızı doğru kılacak en önemli etmendir? ifadelerini kullandı.
Öncelikle kararlar alınırken doğru bir öncelik ve önemlendirme yapılmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Psikolog Işın, ?Ayrıca bu kararların gerçekçi olması da gerekiyor. Bazen kişiler gerçekçi olmayan hedefleri ardı arkasına dizip kendilerini daha yılın başından bir başarısızlığa mahkum ediyorlar. Sanki birçok şeyi gerçekleştirmek için tek dönem bu dönemmiş gibi düşünülebiliyor. Oysa bir mülk satın almak, kilo vermek veya yeni bir hobide ustalaşmak gibi kararlar belli bir vadede gerçekleşebilecek ve belki de kişinin yaşam şartına göre önceliklendirmesi gereken kararlar olabilir. Ayrıca kararlar bazı hedeflere ulaşmayı gerektiriyorsa, bu hedeflerin ölçülebilir hedefler olması da çok önemli. Her karar bir seçimdir. Seçtiğimiz her şey bizi geleceğimize taşıyor, bu nedenle en çok dikkat edilmesi gereken nokta, kararları alırken kişilerin kendilerine ?bu karar beni uzun vadeli mi tatmin edecek yoksa kısa vadede mi? diye sormasıdır? açıklamalarında bulundu.