Kartepe Zirvesi?nde düzenlenen panelde söz alan Dr. Ali Kuyaksil, ?Kucağında çocuğu olan bir mülteciye çelme takan kameraman sadece toplum baskısından dolayı işten çıkarıldı. Batının İslamlaşmasına karşı vatansever Avrupalılar hareketi kuruldu. Bu hareketten sonra yabancılara karşı Avrupa?da saldırılar yüzde 130 arttı. Mültecilere karşı Macaristan geçişleri önlemek için tel örgü ördü. Türkiye ise sınırda 8 farklı noktada tel örgüleri keserek Suriyelileri ülkeye aldı. Aradaki fark budur. Biz onları görmezden gelemeyiz. 1989 yılında Müslüman ve Yahudi 113 Türk vatandaşı tarafından kurulmuş olan 500?üncü Yıl Vakfı?nın amacı kuruluş senedinin 3?üncü maddesinde de ifade edildiği gibi şudur; Türklerin devlet ve toplum olarak üstün insanlık vasıflarını her türlü olanaktan yararlanarak tüm dünyaya tanıtmak, din ve vicdan hürriyetlerini korumak için bağnazlık ortamından kaçarak Türk toprağını vatan seçen Musevilere kucak açan Türk Milleti?nin insancıl yaklaşımını en geniş şekilde yurt içinde ve yurt dışında duyurmak ve Musevi yurttaşlarımızın şükran ifadelerinin açıklanmasına yardımcı olmaktır. Kısaca Avrupa?nın içerisindeki bir takım insanların göçmenlere, özellikle Müslüman göçmenlere karşı olumsuz davranışlarının arkasında tabiatçılık ve inkarcılığa dayalı, egoist, ırkçı ve materyalist düşüncelerin etkili olduğunu söyleyebiliriz? dedi.
Prof. Dr. Yücel Bulut, ?Avrupa?da mülteci konusunda kendi benliklerini, dinlerini kaybetme ve güvenlik korkusu var. Yabancı karşıtlığı mültecilerle baş edebilmek için başvurdukları bir yol. Bu düşünceyle göçmen hareketine set çekmeye çalışıyorlar. Şu anda Avrupa kendi kendini imtihan etmesi, sorgulaması gereken bir süreçten geçiyor. Bizim ötekileştirme meselemiz yok. Bizim ötekimiz batıdır. Eskiden beri böyledir. Ne Kürttür ne Çerkezdir ne de Araptır? diye konuştu.