Uluslararası INSPO 2018?de sağlık, çevre, enerji ve mühendislik alanlarında yapılan yarışmaya 358 proje başvurdu. 10 farklı ülkeden 55 projenin finale kaldığı yarışmaya Tekirdağ?da özel bir okulda okuyan 10. sınıf öğrencisi Ayşenaz Uzun, Dr. Gülsemin Savaş Tuna danışmanlığında hazırladığı kumaşların bazı mekanik özelliklerinin doğal maddeler kullanılarak geliştirilmesi adlı projeyle katıldı. Proje, yarışmada 2. oldu.
Sütleğenin özünü kullandılar
Proje hakkında bilgi veren Tekirdağ?daki özel bir okulda Danışman Öğretmen Dr. Gülsemin Savaş Tuna, "Bizim projemizin sütleğen otu kullanılarak kumaşların bazı mekanik özelliklerinin geliştirilmesi. Mekanik özellikler derken de, buruşmazlık, sürtündüğünde dayanıklılık, rengi akıtmama ya da daha uzun sürede alev alma, yanmazlık gibi. Biz ilk o özelliklerine baktık Tekirdağ Uçmakdere?de sütleğenleri topladık. Onu kendimiz kuruttuk. Trakya Üniversitesi Biyoloji Bölümü?nden de yardım alarak sütleğen bitkisinin tür tarihini yaptık. Kurutmamızın ardından kaynatma yöntemi denilen özel bir yöntem kullandık. Tabi bu yöntemlerin hiçbirinde kimyasal madde kullanmadık. Amaç zaten o, kimyasal madde kullanmadan daha sağlıklı kumaşlar elde etmek. Çorlu?da kimyasal maddelerle ilgilenen bir fabrika var onlar bize laboratuvarlarını açtılar. Biz orada sütleğen özütüyle polimer alkali karıştırarak bir baz elde ettik. Bu bazı da kot, polyester, yün gibi birçok kumaş türü ile denedik. En iyi polyesterle uyum sağladı. Ardından özel bir yöntemle kumaşa emdirme işlemi uygulandı. Ve yıkandığında bir daha çıkmıyor o madde. Sonra yine özel bir cihazlarla aşınma, yaş sürtme ve kuru sürtme, yanma gibi aşamaları denedik. Elde ettiğimiz baz ile yanmayla ilgili mesela 10 saniye sonrası alev alıyorsa yanmaya dayanıklı olarak kabul ediliyor. Bizimki 14 saniye sonra alev almaya başladı. Dolayısıyla kumaşın yanma etkisini de azaltmış oluyoruz" dedi.
Yanmayan, buruşmayan, boyasını akıtmayan kumaş yaptı
Kumaşın geç yandığını, buruşmadığını, boyasını akıtmadığını söyleyen Tuna, "Sütleğen özütüyle yanmayan, buruşmayan, boyasını akıtmayan kumaşlar elde etmiş oluyorsunuz. Peki bu ne avantaj sağlıyor? Hem ekonomik hem sağlık açısından avantaj sağlıyor. Bir tişörtü yeni aldınız. 2 kez yıkadınız ne oldu? Rengi aktı o zaman yeni alacaksınız. Sonra bir yere dayandınız sürtündü yine yeni alacaksınız. Burada buruşmazlık özelliği nedeniyle ütülemeye ihtiyaç olmadığı için elektrikten de tasarruf sağlamış oluyoruz. Genellikle üretilen kumaşlarda bu özellikleri artırmak için hep kimyasal madde kullanılıyor. O maddeler insanda kansere sebep oluyor. İtfaiyecilerin kıyafetlerinde de bu maddeler kullanılıyor. Isıya karşı dayanıklı olsun diye. Bu durumda ne yapmalıyız? Bu doğal maddeleri kullanarak sağlıklı dayanıklı, yanmaya dayanıklı bir kumaş elde ediyorsunuz. Sütleğenden direkt kendimiz elde ettik ürünümüzü ve tamamen organik oluyor. Daha çok kumaş üzerinde çalıştık. Çünkü en çok kullanılan ürünlerden bir tanesi bu. Sütleğen normalde elimize değdiğinde aşındırıcı bir etkiye sahiptir. Fakat tam tersi bir durum da var: deride yara, siğil, iltihaplanma olduğunda da yara iyileştirici bir etkiye sahip. Kişinin aklına gelebilir ?Ben bu ürünü 1 gün giyersem cildime zarar verebilir? diye. Ama biz bu ürünleri denedik. Cilde tahriş etmedi" dedi.
Tesadüfen gördü ilham kaynağı oldu
Projesinin ilginç bir hikayesi olan 10. sınıf öğrencisi Ayşenaz Uzun, "Dedemin tarlasında gezerken elime sütleğen otunun özü bulaştı. Ben de internette dolaşırken, bu özün cildi tahriş ettiğini, siğilleri iyileştirdiğini öğrendim. Hatta bu özün balık avlamak için kullandığını öğrendim. Bu özün suya bırakıldığında oksijeni azalttığından dolayı balıkların su yüzüne çıktığını öğrendim. Ben de eğer oksijeni azaltıyorlar yanmayı da önler mantığı ile yanmaz kumaş üretme fikrine karar verdim. Hocalarımın da desteğiyle kumaşı üretmeyi başardık. Bana katkı sağlayan başta aileme, hocalarıma ve okuma teşekkür ederim" dedi.