Tarih: 05.10.2018 11:00

Uzmanlar Sosyal Medyanın Gençler Üzerinde Oluşturduğu Tehlikelere Karşı Uyardı

Facebook Twitter Linked-in

10 Ekim Ruh Sağlığı Günü kapsamında bu yılın ruh sağlığı teması "Değişen Dünyada Gençler ve Ruh Sağlığı" olarak belirlendi. VM Medical Park Kocaeli Hastanesinden Uzman Klinik Psikolog Ece Çalışkan Subaşı, Ruh Sağlığı Günü kapsamında yaptığı açıklamada "Değişen Dünyada Gençler ve Ruh Sağlığı" teması hakkında önemli bilgiler aktardı. Gençlik döneminin sağlıklı bir biçimde tamamlanabilmesinin önemini kavramanın oldukça hayati olduğunu belirten Çalışkan, sosyal medya ve teknolojinin gençler üzerinde oluşturduğu tehlikeler hakkında önemli bilgiler verdi. Gençlerin hayatında oldukça büyük yer kaplayan teknolojinin hızlı gelişiminin pek çok değişimi de beraberinde getirdiğini kaydeden Subaşı, "Bu değişen ortamda gençlerin doğru yönlendirilmemesi, teknolojinin olumsuz etkilerine maruz kalmalarına dolayısıyla da ruh sağlıklarının buna oranla olumsuz etkilenmesine sebep olabilir" dedi.

 

"Birey, sosyal medya aracılığıyla gördüğü hayatların etkisinde kalıyor"

Gençlerin ruh sağlığını olumsuz etkileyen faktörlerin başını internet ortamında kurulan sanal ilişkilerin çektiğini söyleyen Uzman Klinik Psikolog Ece Çalışkan Subaşı, "Bu durum gençlerin sosyal ortamlarda gerçek ilişkiler kurma becerilerini ve kendilerini doğru ifade etme yeteneklerini azaltıyor. Yine, sosyal medyanın günümüzde bu denli popüler hale gelmesi ile insanların hayatlarına, doğru/yanlış bilgiye, habere, insanların olaylar hakkındaki düşünce ve yorumlarına ulaşmak çok kolay hale geldi. Zaten içinde bulunduğu dönem itibariyle kimlik arayışı içerisinde olan birey, sosyal medya aracılığıyla gördüğü, izlediği hayatların etkisinde kalarak, kendine özgü olan kişiliğini geliştirmekte zorlanabilir. Diğer yandan, başkalarının kimi zaman gerçek dahi olmayan, sadece sosyal medyada artı bir çaba ile güzel gösterilmiş kusursuz ve muhteşem hayatlarını takip ederek, kendi hayatındaki olumsuzlukları gözünde büyütebilir. Bu durum kaygı ve depresyon gibi ruhsal hastalıkları tetikleyebilir" diye konuştu.

 

"Sağlıksız bir durumu kabullenmek, uzman yardımı almayı düşünmenin önündeki en büyük engeldir"

Teknolojinin hızlı gelişiminin gençler ile ebeveynlerinin, yaşam ve anlayış tarzı arasındaki mesafeyi de arttırdığını söyleyen Subaşı, "Ebeveynin bu durumun farkında olması ve onları anlamak için ayrıca çaba göstermesi gerekir. Ebeveynlerin dikkat etmesi gereken en önemli konulardan biri de çocuğun veya gencin etiketlenmesi sorunudur. ?Bizim çocuk hiçbir şeyden mutlu olmuyor?, ?Yalnız kalmayı seviyor?, ?Bizim çocuk sosyal değil? gibi etiketlemeler, çocuğa bu sağlıksız durumun sanki onun karakteriymiş gibi yansıtmak ve bu şekilde bu durumu kabullenmek izlenebilecek en yanlış yollardan biridir. Sağlıksız bir durumu kabullenmek, bu durumu çözmek için uzman yardımı almayı düşünmenin önündeki en büyük engeldir. Belki de ilk fark edildiğinde çok daha kolay bir çözümü olan problemin kabullenme ve etiketleme ile pekiştirilmesi ileride ruhsal problemlere yol açabilir. Bir kanser hastalığında erken teşhis ne kadar önemliyse, ruhsal hastalıklarda da o kadar önemli ve hayatidir" şeklinde konuştu.

 

"En doğru şey yeni insanlarla gerçek ilişkiler kurabilecekleri ortamlar oluşturmaktır"

Sosyal medyanın konusu hakkında ebeveynlere de önemli bilgiler aktaran Subaşı, "Asla unutmayın ki, çocuğunuza ne kadar onun ne olduğunu söylerseniz, çocuğunuz nihayetinde o söylediğiniz şey haline gelecektir. Bu sebeple ebeveyn, kelimelerin gücünün farkında olmalıdır. Söylenen tek bir kelime, sıfat ve etiketleme dahi benlik yapılanmasına etki etmektedir. Olumsuz etiketlemeler, bireyin benlik saygısında düşüklüğe yol açmaktadır. Bu durum ebeveyn kadar, gençlerle çalışan eğitimciler için de geçerlidir. Erken dönemde öğretmenleri tarafından gerek söylem gerek davranış yolu ile başarısız, yeteneksiz olarak etiketlenmiş olan bireyler, bu etiketi hayatları boyunca taşır. Bu olumsuz etiketi taşıyan bireyin ruh sağlığı ise çok daha hassas ve olumsuzluklara açık hale gelir. Bireyin, günümüz çağında gençlik dönemini en sağlıklı şekilde geçirebilmesi adına yapılabilecek en doğru şey, yetenekleri doğrultusunda sanata veya spora yönlendirmek, onlara kendilerini ve yeteneklerini keşfedebilecekleri, yeni insanlarla gerçek ilişkiler kurabilecekleri ortamlar oluşturmaktır. Okuldan, derslerden sonra eve gidip bilgisayar başına oturan gençlerden çok, sanata, spora ilgi duyan, sosyal ilişkilerini, yeteneklerini ve karakterlerini bu ortamlarda geliştiren gençler yetiştirilmesi oldukça önemlidir. Yapılan araştırmalar, gençlerin spor ve sanatla ilgilenmesinin kendilik algısını olumlu yönde etkilediğini göstermiştir" ifadelerini kullandı.

 

"Sanal ortamlarda gördüğünüz, takip ettiğiniz hayatların etkisinden kurtulmalısınız"

Gençlerin sosyal ortamlara yönelmesinin sosyal medya nedeni ile yaşanan olumsuzlukların azalmasına katkıda bulunacağını ifade eden Subaşı, "Yine gençler, kendilerini ruhsal yönden zayıf hissettikleri dönemlerde gerekli psikolojik desteği nereden bulacaklarını bilemiyor. Bu dönemlerde gençlerin kötü alışkanlıklara ve sağlıksız arkadaş ilişkileri kurmaya eğilimli hale gelebiliyor. Ebeveyn, eğitimci yönlendirmesi haricinde, gençlerin de kendi ruh sağlıklarını korumaları ve gözetmeleri çok önemlidir. Peki, ruh sağlığınızı güçlendirmek için nelere dikkat etmelisiniz, birkaç madde ile bunlardan bahsedelim. Öncelikle sanal ortamlarda gördüğünüz takip ettiğiniz hayatların etkisinden kurtulmalı, kendinize özgü tek ve eşi benzeri bulunmayan kişiliğinizi keşfetmelisiniz. Sosyal ağlarınızı arttırın, sosyal ortamlarda gerçek ilişkiler kurun. Sağlıklı beslenme ve egzersizi hayatınızın olmazsa olmazı haline getirin. Hayatta sizden ne kadar çok şey beklenirse beklensin, kendi sağlığınızın, kendinizin bunların hepsinin önünde, hepsinden önemli olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Gerçekçi hedefler belirleyin ve bu hedefleri sırayla gerçekleştirmek için harekete geçin. Hedeflerinizi kolaydan zora doğru planlayın. Her basamağı tek tek sonuçlandırdığınız zaman motivasyonunuzun arttığını gözlemleyeceksiniz. Duygularınızı ifade etmekten kaçınmayın. Öfke, üzüntü, korku, sevinç gibi duygularınızı uygun bir dille kelimelere yansıtmalı ve dışarı vurmalısınız" dedi.

 

"Ebeveynin, gencin ruhsal durumunu iyi gözlemlemesi ve uzmana yönlendirmesi çok önemlidir"

Ruhsal hastalıkların toplumun bütününü ilgilendiren bir sorun olduğunu belirten Subaşı, "Gençlerin ruh sağlığı, huzur ve mutluluğu, toplumun geleceğini doğrudan etkileyecektir. Özellikle konu ruhsal hastalık olduğunda toplumun ciddi genelleme ve etiketlemeleriyle karşılaşan kişi, tedaviden kaçınabilir. Bu sebeple ebeveynin, gencin ruhsal durumunu iyi gözlemlemesi ve gerektiğinde uzmana yönlendirmesi çok önemlidir. Yine unutulmamalıdır ki, ebeveynin kendi ruhsal sağlığı da çocuğunu, aile yaşantısını etkiler. Her nasıl ki bedensel hastalıkların önlenmesi bağışıklığın güçlendirilmesine bağlıysa, ruhsal hastalıklar için de bu durum geçerlidir. Ruhsal hastalıklarda da erken teşhis oldukça önemlidir. Sağlığın bir bütün olduğunu, ruh sağlığının da bu bütünün bir yarısı olduğunu hiçbir zaman unutmayın" ifadelerini kullandı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
... ...