Tarih: 18.09.2018 11:30

Türkiyenin Emisyon Ticaret Sistemine Desteği İncelendi

Facebook Twitter Linked-in

BİLGİ öğretim üyesi Doç. Dr. Ayşe Uyduranoğlu ve Konstanz Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Zahide Eylem Gevrek?in TÜBİTAK 1001 tarafından desteklenen Küresel İklim Değişikliği ve Emisyon Ticareti: Yeşil Ekonomi Tasarımına Önermeler çalışması, halihazırda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlıkları sürdürülen Emisyon Ticaret Sistemi?ne (ETS) işletmeler tarafından verilen desteği inceledi, beklentileri ortaya koydu.

"İşletmeler, fiyat dalgalanmalarına karşı hükümetin önlem aldığı bir sistemi tercih ediyor"

Proje kapsamında işletmelerle iki bölümden oluşan bir anket çalışması yapıldığının bilgisini veren Doç. Dr. Uyduranoğlu, "Anket, aralarında İstanbul, Kocaeli, Bursa ve Gaziantep?in de olduğu 13 sanayi ilinde faaliyette bulunan 404 işletme ile yapıldı. İşletmeler faaliyet gösterdikleri cam, çelik, çimento, demir, enerji, kağıt ve karton, metal, seramik ve benzeri diğer sektörlerden rastgele örneklendi. İşletmelerin bu sektörlerden özellikle tercih edilmelerinin nedeni, enerji yoğun sektörler olmalarından dolayı emisyon miktarlarının yüksek olması. Diğer bir deyişle, sektörler Avrupa Birliği ETS?sinde yer alan sektör yapısına uyum sağlayacak şekilde seçildi. Anketin ilk bölümünde işletmelerin iklim değişikliğiyle mücadele uygulamalarının ETS?ye verdikleri desteği nasıl etkilediğini, ikinci bölümde ise ETS tasarımına ait tercihlerini sorguladık. ETS?nin iklim değişikliği ile mücadelede etkili bir politika aracı olarak görülmesi ve karbon ayak izi hesaplaması yapılması ETS?yi destekleme olasılığını sırasıyla yüzde 50,2 ve yüzde 3,3 oranlarında artırıyor. Anketten elde ettiğimiz veriler ile oluşturduğumuz Yeşil Uygulama Pratikleri Endeks?i, ekolojik sürdürebilirlik ve yeşil uygulama pratiklerine önem veren işletmelerin, daha yüksek bir olasılıkla ETS?yi desteklediklerini göstermekte" dedi.

İşletmelerin ETS niteliklerine ilişkin tercihleri ise dikkat çekici. İşletmeler, kendilerine tanınacak kotanın geçmiş emisyon hacimlerinin dikkate alınarak tayin edilmesini bekliyor. Tercih ettikleri sistemde kullanmadıkları kotanın kullanım süresinin üç yıl olması, kotanın bitmesi halinde istedikleri kadar alım yapılabilmesi, kota fiyatının serbest piyasada belirlenmesi ancak aşırı fiyat dalgalanmalarının önlenmesi için taban ve tavan fiyatlarının hükümet tarafından belirlenmesi gibi kriterler öne çıkıyor.

Doç. Dr. Uyduranoğlu, ETS?nin yeni ve çok bilinmeyen bir sistem olmasından dolayı işletmelerin bu tercihleri ile riskleri minimize etmeyi düşündüklerini vurguladı ve hükümetin ilk aşamada işletmelerin tercih ettikleri şekilde ETS?yi kurgulamasının sistemin etkinliğini artırabileceğini belirtti. İlk aşamada elde edilen veriler ile de sistemin uygulanmaya başladığı yılları takiben yeniden yapılandırılabileceğini de vurguladı.

"İklim değişikliğiyle mücadelede Türkiye?nin de sorumluluk alması bekleniyor"

Birçok gelişmiş ülkenin Kyoto Protokolü ile sera gazı azaltımında sorumluluk aldığını, protokolün 17?nci maddesinin öngördüğü emisyon ticaretinden faydalandığını belirten Doç. Dr. Ayşe Uyduranoğlu, "Dünyadaki sıcaklık artışının, bu yüzyıl sonuna kadar 20C ile sınırlandırılması için 2020 sonrasında sadece gelişmiş ülkelerin değil, aralarında Türkiye?nin de bulunduğu gelişen ülkelerin de iklim değişikliğiyle mücadelede sorumluluk alması bekleniyor. Son yıllarda Türkiye?de küresel iklim değişikliği ile mücadele konusu tartışılmaya başlandı, Emisyon Ticaret Sistemi?nin (ETS) kurulması konusunda adımlar atıldı. İklim değişikliğine neden olan sera gazları emisyonunun azaltılmasında ETS ve Karbon Vergisi gibi piyasaya dayalı mekanizmaların etkinliği litaretürde uzun süredir tartışılıyor. ETS?nin sanayi kaynaklı emisyonları regüle ettiği AB üyelerinde sera gazı emisyonlarında azalma kaydediliyor" dedi.


Orjinal Habere Git

— HABER SONU —
... ...