Son yıllarda özellikle yaşa bağlı sarı nokta hastalığı ve diyabetik maküla ödemi göz içine yapılan ilaç enjeksiyonu (iğne) sayesinde tedavi edilebilmektedir. Bu ilaçların retinada anormal damar oluşumlarını engellediğini ve retinada, özelikle sarı nokta denen makülada bulunan ödemi çözdüğünü belirten Özdemir, konuyla ilgili olarak şu uyarılarda bulundu:
?Göz içine uygulanan ilaçların en büyük kısmını anti-VEGF dediğimiz ilaçlar tutmaktadır. Yaşa bağlı sarı nokta hastalığı ve diyabetik retinopati (özellikle diyabetik maküla ödemi) bu ilaçları en sık tercih ettiğimiz iki hastalıktır. Bu ilaçlar retinada anormal damar oluşumlarını engellemekte ve retinada, özelikle sarı nokta denen makülada bulunan ödemi çözmektedirler. Ancak bu ilaçlar göz içinde en fazla bir ay kadar kalmakta ve daha sonra etkisi geçmektedir. Bundan dolayı bu ilaçlar ilk başlandığında üç ay süre ile ayda bir tekrarlanmakta ve gerektiğinde daha sonraki zamanlarda yine yapılmaktadır. Diyabete bağlı maküla ödeminde yıllık ortalama altı enjeksiyon gerekmektedir. Bu durum sarı nokta hastalığında da benzerdir. Göz içi enjeksiyonlarda en sık yapılan hata ilacı bir kez yaptırıp iyileştim zannı ile veya etki etmedi düşüncesi ile terk etmektir. Bu kesinlikle doğru bir davranış değildir. Yukarda da bahsedildiği gibi ilacın etki mekanizması gereği tekrar tekrar enjeksiyonlar gerekmektedir?.
Sarı nokta hastalığının şimdilik en etkin tedavisi enjeksiyon
Sarı nokta hastalığından günümüzde neredeyse tek tedavi aracı göz içi enjeksiyonlar olduğunu belirten Özdemir, ?Sarı nokta hastalığı ilerleyici bir hastalıktır. Bu iğnelerden en büyük beklentimiz hastalığın ilerlemesinin durmasıdır. Hastalığın tamamen iyileşmesi ve kaybolmuş olan retina dokusunun tekrar yerine gelmesi, dolayısıyla görmenin tamamen düzelmesi hiçbir şekilde mümkün değildir. İlaç uygulanmadığı takdirde hastalık giderek ilerleyecek ve ciddi düzeyde görme kaybıyla sonuçlanacaktır. Şeker hastalığına bağlı retina problemlerinde yapılan önemli bir hata ise iğnelerin tek başına yeterli gelmediği durumlarda sadece iğne ile tedaviye devam etmektir. Örneğin hastaya argon lazer tedavisi gerekirken yapmamak, sadece iğne yapmak hem hastalığı tedavi etmemekte hem de daha kötüye gitmesine neden olmaktadır. Yukarıdaki bilgilerden de anlaşılacağı gibi göz içi enjeksiyonlar bazı hastalıklarda ciddi faydalar sağlamakta iken doğru kullanılmadığı durumlarda veya gereğinden fazla beklentiye girildiğinde ciddi problemlere de yol açmaktadırlar? şeklinde konuştu.