Estetik ameliyatlardan sonra kliniğine müracaat eden en yoğun hasta grubunun göz çevresi mor halesi olanlar olduğuna dikkat çeken Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Türker Özyiğit, rakun göz kombinasyon tedavisi hakkında bilgiler verdi.
Hasta grupları hakkında bilgi veren Op. Dr. Türker Özyiğit, ??Birinci hasta grubu ergenliği henüz tamamlamış genetik bir yapı olarak karşımıza çıkan göz çevresi yumuşak dokunun yetersiz olduğu grup; ikinci grup ise orta yaş ve üzeri uykusuzluk, bilgisayar karşısında vakit geçirme, alkol ve sigara kullanımı gibi durumlarda sekonder olan hasta grubu. Bu ikinci grupta ayrıca sabah uyandığında gözler özellikle şiş, günün ilerleyen saatlerinde şişliğin azalması gibi durumlar görülür. Alt ve üst göz kapaklarının fasya dediğimiz gerginlik sağlayan yapılarının yaşla birlikte gevşemesi sonucu ortaya çıkan bir aging durumdur?? dedi.
?Total göz kapağı gençleştirme? işleminin iki hasta grubunda da yapılabileceğini ifade eden Op. Dr. Özyiğit, ??İlk olarak muayene ile problemlerin tespit edilmesi gerekir. Çünkü tedavide ??şu merhemi kullan geçer?? denilen bir tedavi seçeneği yok. Özellikle alt göz kapağı bölgesinde volüm kaybı olup olmadığının tespit edilmesi gerekir?? diye konuştu.
Op. Dr. Özyiğit, sözlerine şöyle devam etti: ??Eğer volüm kaybı mevcut ise bunu yerine koymak lazım. Bu iki şekilde yapılıyor. Birincisi; hastanın kendi yağı alınıp belirli bir işlemden geçtikten sonra ihtiyaç olan bölgelere enjekte ediliyor. Bu işlemde verici bölge olarak genellikle göbek bölgesi kullanılıyor. Transfer edilen yağın rengi sarımsı olduğu için mor rengi düzeltmede daha etkilidir. İkinci seçenek ise ışık dolgusu denilen dolgu enjeksiyonudur. Bu işlemin avantajı ise herhangi bir anestezi ihtiyacı olmadan uygulanabilmesidir. Işık dolgusu enjeksiyonunun teknik detayı, derin plana yapılmasından geçmektedir. Ancak bu derin plan, anatomi iyi bilinmezse istenmeyen sonuçları da beraberinde getirebilir. Bu nedenden dolayı bu işlem, bölgenin anatomisine hakim olan plastik cerrahi uzmanı tarafından yapılmalıdır??.
Göz çevresindeki bir diğer problemin ise ?mor renk? olduğunu belirten Op. Dr. Özyiğit, ??Mor renk yani ?rakuneye? tedavisinde kremler-merhemler işe yaramamaktadır. Bu soluk, damardan yoksun, yorgun görünen bölgedir. Buradaki kan damarlarını aktive ederek ve deride sıkılaştırma sağlanarak, ayrıca yeni kollajen sentezi oluşumunu tetikleyerek ve genellikle eşlik eden torbalanma problemini göz önünde bulundurarak düzeltilebilir?? şeklinde konuştu.
Lazerli işlemlerin genellikle seanslar halinde yapıldığına değinen Op. Dr. Özyiğit, ancak her insanın farklı olduğunu, cilt rengi, iyileşme potansiyeli ve lazere verilen cevabın insandan insana farklılık gösterdiğini söyledi.
Işık dolgusu ya da yağ transferinden bağımsız olarak yapılan lazer seanslarına devam edilmesinin gerekebileceğini anlatan Op. Dr. Özyiğit, ??Ortalama 2-3 aylık aralıklarla seansın devam ettirilmesi daha faydalı olabilir. Uygulamadan hemen sonra hafif şişlik görülebilir. Hemen buz tedavisine başlamak ve 3 gün boyunca buz uygulamak gerekir. 2 ayda ciddi bir gençleşme görülmeye başlanır. Aldığı bu görünümün derecesine göre sonraki aylardaki beklenti tahmin edilebilir ve duruma göre tamam ya da devam kararı verilir. Yapılan işlem 3-4 günde fark edilmeyecek hale gelecektir. Lazerin bu bölgede asıl sağladığı kazanım yani etki mekanizması kollajenstimulasyonudur. Bu da bilindiği gibi gerilme ve gençlik sağlamaktadır?? açıklamasında bulundu.
Her uygulama sonrası bir ilerleme olacağını ancak yüzde 100 sonuç elde etmenin mümkün olmadığını söyleyen Op. Dr. Özyiğit, iki yaş grubu için farklı tedavi seçenekleri uyguladıklarını belirtirken, orta yaş grubu için ameliyatlı seçenekleri dahil ettiklerini vurguladı. Op. Dr. Özyiğit, sigara alışkanlığı, uykusuzluk, gözlerin aşırı yorulması, karbonhidrat ağırlıklı, rafine gıdalarla beslenme ve kilo alıp verme gibi nedenlerden dolayı göz çevresi gençleştirme uygulamalarından sonra problemin tekrar nüks edebileceğini söyledi.