Tarih: 29.01.2020 10:31

Anne sütü ticareti süt mafyacılığına davetiye çıkarıyor

Facebook Twitter Linked-in

Bebekler için en önemli besin kaynağı olan anne sütü internet üzerinden de satılmaya başladı. Alınacak sütlerin birçok hastalığı da beraberinde getirebileceğini ifade eden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Erhan Aygün, bu durumun ticaretinin yapılmasının süt mafyacılığını da ortaya çıkarabileceğini kaydetti.
Bebeklerin özellikle ilk 6 ay anne sütü almaları çok önemli. Öncelikle bebeğin emzirilme sıklığının az olması gibi nedenlerle sütü azalan ve bebeğinin süt ihtiyacını karşılayamayan anneler, çocuklarının gelişimini düzgün tamamlayabilmeleri adına farklı yollara başvuruyor. Onlardan biri de internet üzerinden süt alımlarının yapılması. Yasal olmayan yollarla satışa çıkarılan bu sütler, birçok tehdidi de beraberinde getiriyor. Gramına dahi birkaç bin lira değer biçilen anne sütünün ticaretinin yapılmasıyla süt mafyacılığının da ortaya çıkabileceğinin altını çizen İstanbul Esenyurt Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Erhan Aygün, ayrıca bu sütlerin bebek sağlığı açısından da tehlikeli olabileceğini kaydetti. Yaşanabilecek en büyük problemlerden birinin de birkaç annenin sütünü tek bir annedenmiş gibi gösterilip satılabilmesi olduğunu söyleyen Aygün, bu sütlerin kullanılmasıyla birlikte bebeklerde HIV (İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü), AIDS (Edinilmiş Bağışıklık Eksikliği Sendromu), sifilis ve çeşitli bağırsak enfeksiyonları gibi sağlık sorunlarının ortaya çıkabileceğini belirtti.
“Sütkardeşliği ve süt mafyalığı ortaya çıkabilir”
Anne sütü üzerinden ticaret yapılmasının süt mafyalığını ortaya çıkarabileceğini ve internet üzerinden kimden olduğu belli olmayan sütlerin kullanılmasının sütkardeşlik açısından sakıncalar doğurabileceğini aktaran Aygün, “Bu durumun maddi boyutu dışında manevi bir boyutu da var. Sütkardeşliği diye bir durum var. Sütün kimin olduğu bile belli olmaz ve bu işin ticaretine girmiş kişiler birçok annenin sütünü toplayıp, karıştırıp içine de başka bir şeyler koyup satabilirler. Bu durumda sütkardeşliğini ortaya çıkarır. Diğer bir açıdan bakacak olursak ülkemizde nasıl ki organ mafyacılığı türediyse anne sütü mafyası da kesinlikle türer. Buna direkt müdahale etmek gerekir. Anne sütü asla satılamaz. Devletin bu duruma el atması gerekiyor. Yetkili kurumların, gerekli olan bebeklere kontrollü bir şekilde bu uygulama yapılması gerekmektedir. Ailelerin maddi ve manevi durumları değerlendirip uygulamaya koyabilir” dedi.

“İnternet üzerinden satılan anne sütü inek sütü olabilir”
“Ülkemizde inek sütüne birçok şey katılıp satılıyorken anne sütüne de değişik ürünler katılabilir” diyen Aygün, “İnternete baktığımda ‘Fazla anne sütüm var. Satmak istiyorum ihtiyacı olan var mı?’ diye ilanlar gördüm. Anne sütü şüphesiz ki önemli bir madde ve gıda, ama bu kadar güzel önemli bir gıda olan anne sütü istismarı ve ticareti asla kabul edilemez. Eğer bir anne sütünü ‘elimde fazla var’ deyip satıyorsa bu süt zaten kötüdür. Diğer bir konu ise sütünü satan kişilerin sağlık durumlarıdır. Sütünü satan kişi acaba alkol veya sigara kullanıyor mu? Herhangi bir madde bağımlılığı veya bilinen bir hastalığı var mı? Bu hastalıkların başında, HIV hastalığı, hepatitler, sifilis hastalığı ve birçok ciddi enfeksiyonlar geliyor. Bu sütlerin fiyatları da çok yüksek ve litresi birkaç bin liradan satılıyor. İnek sütünün bile içine su konup gramı ağırlaştırılıyorsa, litresi birkaç bin lira olan bir maddenin içinde anne sütünün dışında her şey olabilir. Su olabilir, inek sütünü anne sütü diye satabilirler, bu yüzden hiçbir açıdan kabul edilemez bir durum” diye konuştu.

Anne sütü kanser riskini azaltıyor
Bebeklerin hastalıklardan korunması için iki yaşına kadar anne sütü ile beslenmesi gerektiğine dikkat çeken Erhan Aygün, anne sütünün bebek üzerindeki faydalarını şu şekilde sıraladı:
“Anne sütü çocuğa faydası açısından son derece muazzam bir besin kaynağıdır. Başta enfeksiyon olmak üzere çağımızın hastalığı olan obeziteden, metabolik sendromdan, hipertansiyondan, kalp rahatsızlıklarından, orta kulak hastalıklarından, tekrarlayan akciğer enfeksiyonlarından ve bağırsaklarla ilgili olan hastalıklardan korumaktadır. Öte yandan alerjik hastalıklarından egzama, alerjik bronşiölit, alerjik astım gibi hastalıklar anne sütü alan bebeklerde kesinlikle daha az görülmektedir. Anne sütü alan bebeklerin almayanlara göre bağışıklık sistemi daha güçlüdür. Hatta yapılan araştırmalar göstermiştir ki anne sütü alan bebeklerin ileride kansere yakalanma ihtimalleri daha azdır.”
Sağma işlemi uygulayarak süt saklanabilir
Bebeklerin düzenli olarak emzirilmesi gerektiğini fakat çalışan annelerde bu durumun zor olduğuna değinen Aygün, süt sağma tekniğiyle ilgili şu bilgileri verdi:
“İdeal olan annenin bebeğini düzenli olarak emzirmesidir. Ancak çalışma şartlarından dolayı emziremiyorsa bu sütün sağılması gerekiyor. Sağma işlemini gerçekleştirirken dikkat edilmesi gereken iki önemli nokta var. Bunlardan ilki ellerin iyice yıkanması ve göğsün temizlenmesidir. Göğüslerini yıkayamıyorsa temiz bir mendil ve su yardımıyla temizlemesi gerekir. Bir diğer nokta ise eller yıkandıktan sonra annenin ellini C şeklinde yapıp meme ucuna getirerek, sağma işlemini yapmasıdır. Gerekirse bununla ilgili emzirme danışmanlığından bilgide alabilirler.”
Pompalar ve saklama kapları nasıl olmalı?
Süt sağma işlemini yapmak ve sonrasında sütü saklayabilmek için çeşitli materyallerin olduğunu belirten Aygün, “Saklama kabında önemli olan, plastik içeriğinin yapısı. Özellikle bisfenol içeren maddelerin bu pompalarda olmaması gerekir. Saklama kaplarının da kalitesi önemli özellikle polietilen torbalar öneriyorum. Aynı şekilde bu pompaların plastiğinin içeriğine de dikkat etmek gerekir. Tercihen tek kullanımlık pompa ve torbalar daha uygundur” şeklinde konuştu.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
... ...