Tarih: 17.04.2023 14:56

“7. Yargı Paketi ile borçlunun, yaşadığı konutta çaresiz bırakılmasına son verildi”

Facebook Twitter Linked-in

‘7. Yargı Paketi’ olarak ifade edilen torba kanun yürürlüğe girdi. Paket birçok kanunda değişiklik oluşturdu. İcra ve İflas Kanunu, Avukatlık Kanunu, Ceza Kanunu, Ticaret Kanunu, Arabuluculuk Kanunu vb. kanunlarda bir kısım değişiklikler yapıldı.
Yeni yasal düzenleme hakkında görüş veren Avukat Arabulucu Dr. Umut Metin; bu değişikliklerde temel yaklaşımın, vatandaşın hayatına etki eden birçok soruna temas etmek olduğu görüldüğünü söyleyerek, “Özellikle icra dosyalarının arttığı, haciz anında yüksek stresli tabloların yaşandığı durumlar dikkate alınarak evde haciz yeniden şekillendiriliyor. Diğer taraftan ise yine ekonomik nedenlere bağlı olarak artan kira sorunları öncelikli olmak üzere arabuluculuğun, bu tür sorunlarda davadan önce mutlaka uygulanması bakışı yerleştiriliyor” dedi.
“Konutta haciz için hakim onayı gerekir”
Metin, kanunla, İcra ve İflas Kanunu’na "konutta haciz" başlıklı yeni bir madde eklendiğini belirterek “Bu kanuna diğer hacizlerde olduğu gibi İcra Müdürü kararı ile borçlunun konutunda da haciz yapılabilmekteydi. Yeni düzenleme ile ise, haciz yapılması talep edilen yerin, konut olduğunu tespit edilmesi halinde bu yerde haciz yapılmasına İcra Müdürü karar verdikten sonra, bu kararı derhal icra mahkemesinin onayına sunacaktır. Yani konutta haciz için öncelikle İcra Müdürü kararı ve ardından İcra Mahkemesi Hakiminin hacze onay kararı düzenlemesi geliyor. Bu şekilde, konutta haciz talebi konusunda nihai kararın hakimde olduğu anlaşılıyor. İcra Mahkemesi, dosyanın kendisine tevdi edildiği tarihten itibaren en geç 3 gün içinde dosya üzerinden incelemesi sonuçlandıracaktır. Hakim yapacağı inceleme sonunda, haciz yapılması talep edilen yerin konut olduğunun anlaşılması halinde kararın onaylanmasına kesin olarak karar verecektir. Bu kararın icra dairesine bildirilmesi üzerine de haciz işlemleri yapılacaktır.
Haciz yapılması talep edilen yerin konut olmadığının anlaşılması halinde ise mahkeme, konutta haciz yapılmasına dair kararı kesin olarak kaldıracaktır.
Mahkemenin onaylama kararı üzerine hacze gidilen yerin konut olmadığının anlaşılması halinde hacze devam edilecektir. Yani konut haczi için haciz kararı verilen yerin bir iş merkezi, ofis vb. olması halinde de hacze devam edilebilecektir “ifadelerini kullandı.
“Hakim kararı yok ise, borçlu konut haczine itiraz edebilir”
Metin, “Haciz talebi aşamasında konut olduğu fark edilmeyen bir yerle ilgili haciz kararı verilmesi durumda Böylesi bir haciz işlemi sırasında, bu yerin konut olduğu anlaşılır ise borçlunun bu hacze rızası olmalıdır. Haciz için hakim onay kararı bulunmaması halinde borçlu, haczin yapılmasına rıza göstermez ise haciz işlemine son verilecektir.
Bu düzenleme ile, İcra Müdürlüğü’ne alacaklının tarafın haciz talebinde borçlunun işyeri olarak beyan ettiği veya konut olduğunu bildirmediği adresin, konut olduğunun haciz anında anlaşılması halinde, hacze ancak borçlu rızası ile devam edilebileceği anlaşılmaktadır.
Hakimin hacze onayı olmadan bir durumda, borçlunun hacze izni de yok ise haciz durdurulmalıdır” dedi.
“Hakim kararı veya borçlunun açık rızası yoksa konutta haciz uygulanamaz”
Avukat Umut Metin pakete ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı: “Haciz anında görevli olan icra memuru haczin kanuna uygun yürütülmesi, kanuna aykırı bir duruma müsaade edilmemesi, tarafların da talep ve beyanlarının haciz mahallinde yaşanılanların zapta geçirilmesinden sorumludur.
Alacaklı taraf bu adreste haciz yapmakta ısrarcı olursa da, icra memuru böyle bir hacze devama müsaade edemez. Bu nedenle, konut haczi için hakim onayı yok ise veya borçlu da hacze izin iradesini bildirmiyor ise, alacaklı veya vekili ne kadar haciz isteklisi olursa olsun, icra memuru haciz yapamayacak ve haciz tutanağını kapatacaktır.
Bu aşamadan sonra alacaklının talebi değerlendirilecek ve ancak hakim onayı da alınması ardından bir başka gün aynı konut adresinde haciz uygulanabilecektir.
Bu hüküm, yine hakim kararıyla tesis edilen ihtiyati haciz niteliğindeki hacizler için uygulanmayacaktır. Lakin bu durum alacaklıların, ihtiyati haciz yoluna daha çok yönelerek, konutta haczi en azından bir prosedüre bağlayan, hakim onayı gerektiren durum dışında kullanması ihtimalini arttırmaktadır. Yasal düzenlemenin bu yönü, konutta haczi sınırlandırma gayesine uyumlu değildir.
“Borçlunun evinde haciz fiilen imkansızlaşıyor”
Haczi mümkün olmayan eşyaların kapsamı genişletilmiştir. Bu düzenleme haciz anında, o ortamda bulunan herşeyin haczedilemez olduğunu ifade eder. Borçlu ve aynı konutta birlikte yaşayan aile üyelerine ait kişisel eşya ile ailenin ortak kullanımına hizmet eden tüm ev eşyası haciz kapsamı dışına alınmıştır.
Aslında yasamızın önceki haliyle de, ev haczi sınırlı olarak uygulanabilmekteydi. Örneğin; haciz yapılan evde 2 buzdolabı varsa, 1 tanesi haczedilebiliyordu. Şimdi bu düzenleme kuvvetlendirildi. Bundan sonra, etkin bir konut haczinin uygulanamayacağını açıktır.
Alacağın tahsili, borçlunun borcuna sadık kalması, devletin de borcunu ödemeyene karşı alacak tahsilatını devlet gücüyle desteklemesi hukuk güvenliği açısından bir ihtiyaçtır. Ancak kötü haciz uygulamaları, vicdanı yaralayan, alacağı tahsil etmek için kontrolsüzce uygulanan ev hacizleri örnekleri de sıklıkla yaşanmıştır.
Bu durum, alacak için “haciz” yerine tırnak içinde alacak için borçluyu “taciz” haline gelen olumsuz uygulama örneklerini çoğaltmıştır. İnsanlarımızın ekonomik olarak büyük refah içinde olmadığı bu dönemde ev haczinin, özellikle yatak, kanepe haczi gibi uygulamaların, alacak tahsilinden öte borçlu kişiyi incitebilecek uygulamaların men edilmesi isabetlidir.
Diğer taraftan ifade etmek gerekir ki haciz anında asıl süzgeç, uygulamada icra memur ve müdürlerince yapılmalıdır. Konut haczi için hakim onayı biraz semboliktir. Eskiden de ev haczi sınırlandırılmıştı ancak şimdi bu düzenleme kuvvetlendirildi. Pratikte etkin bir konut haczinin kalmadığını ifade etmek gerekir.
Türkiye’de haciz hakkının bir kısım alacaklılarca maalesef taciz gibi kullanıldığı, bu uygulamanın borçlu olmayanlara yani üçüncü kişilere de yayılmaya çalışıldığı kötü örnekler nedeniyle, konutta haczi neredeyse imkansız kılan böyle bir düzenleme ihtiyaç görüldüğü anlaşılmaktadır. Yasal düzenlemenin, konuttaki haczi katı şekilde sınırlayan düzenlemesi yerindedir.
“Evde hacizde ne değişti: Daha önceki uygulama neydi, şimdi ne oldu ?”
Yeni yasal düzenlemeyle, borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireylerine ait kişisel eşya ile tüm ev eşyasının haczi yasaklanmıştır. Borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireylerine ait kişisel eşya ile ailenin ortak kullanımına hizmet eden tüm ev eşyası haciz olunamaz hale gelmiştir.
Eskiden, borçlunun haciz yapılan evinde 2 televizyon var ise biri haczedilebiliyordu. Biri haczedilmezdi. Yeni düzenleme ile evde her bir odada ayrı ayrı 5 televizyon dahi olsa artık haciz mümkün olmayacaktır. Bu hali ile eşyanın sayısı değil, aile fertlerine veya borçluya ait kişisel eşyaların da, ailenin ortak kullanımına hizmet eden eşyaların da haczi mümkün değildir.
Eskiden sırf borçluyu ödemeye mecbur kılmak için, onun üzüntüsüne dayanamayacağı annesi veya babası, çocuğu, eşi gibi yakınlarına yönelen, aslında etki olarak da vicdani olmayan hacizler ortadan kalmaktadır. Aşağıda bir takım somut örnekler verilmektedir.”
“Kira sorunlarında çözümün adresi önce arabulucu olacak”
Av. Arb. Dr. Umut Metin; 7. Yargı Paketi’nin en dikkat çeken düzenlemelerinden birinin de arabuluculuğun kapsamının genişletilmesi olduğunu ifade ederek, “Her ne kadar, kira sorunlarında arabuluculuğun zorunlu hale gelmesi bu yılın Eylül ayında yürürlüğe girecek olsa da, bundan sonra ev sahibi - kiracı sorunlarında yıllarca sürecek davalar yerine, öncelikle arabulucuya gidilecek.
Böylelikle ev-sahibi kiracı kavgaları azalacak, toplumsal barış güçlenecektir. Arabuluculuğun kapsamını genişleten bu düzenleme de oldukça yerindedir” şeklinde konuştu.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
... ...