Tarih: 24.01.2020 14:01

24 Ocak Kararları’nın 40’ıncı yıldönümü

Facebook Twitter Linked-in

24 Ocak 1980 tarihinde ekonomik literatüre geçen ve yapısal dönüşümleri içeren bir program olan 24 Ocak ‘İstikrar Kararları’nın üzerinden 40 yıl geçti. Kararlar; ekonomik olarak yaşanan istikrarsızlığı gidermek amacıyla alınan bir takım önlemlerden oluşuyordu.

Kararlar kapsamında yüzde 32,7 oranında devalüasyon yapılarak günlük kur ilanı uygulamasına gidilmiş, 1 dolar 47 liradan 70 liraya yükseltilmişti. Kamu İktisadi Teşekküllerindeki (KİT) uygulamaya eş olarak tarım ürünleri destekleme alımları sınırlandırıldı. KİT’lerin ürettikleri ürünlerin fiyatları artırıldı, yıl sonu enflasyonu yüzde 107,2’ye oranında gerçekleşti.

Gübre, enerji ve ulaştırma dışında sağlanan destekler kaldırıldı, dış ticaret serbestleştirildi, yabancı sermaye yatırımları teşvik edilerek ’rekabet’ edebilir ekonomik seviye amaçlandı. Bu dönemde yurtdışı müteahhitlik hizmetleri desteklendi. Liberalizasyon, ithalatta kademeli olarak sağlandı. Alınan sert kararlar, ülkeyi ihracata yönelik büyüme modeline geçirmesiyle anılıyor.

Türk lirası konvertibl bir para haline geldi
Açıklanan program, kamu maliyesindeki açıklardan doğan kriz ekonomisinin iyileştirilerek dengelenmesinde önemli rol oynadı. Alınan kararlar ve uygulanan politikalar sonucu 1980 sonrasında ihracatta kayda değer bir artış olduğunu gözlemlemekteyiz. 1980-89 dönemi, genel olarak ihracatın artan, buna karşılık dış ticaret açığının da azalan oranda gerçekleştiği yıllar olarak görülüyor. Bu kararlar sonucu Türk lirası konvertibl bir para haline geldi. TL’nin dünya piyasalarında işlem görmesi söz konusu kararların sonucu olarak elde edilmiş olumlu gelişmeler arasında yer alıyor.

Reel ihracat yüzde 20 gerilemiş, enflasyon 63,9’a ulaşmıştı
Kararların alınmasına yol açan nedenlerin başında azalan GSMH ve ihracattaki yüzde 20’lik düşüş geliyordu. Döviz gelirlerinin yetersiz olması nedeniyle reel ithalat 1978 ve 1979’da sırasıyla yüzde 35,2 ve yüzde 13,2 azalmıştı. Türkiye ekonomisinin ara ve yatırım malları açısından büyük ölçüde dışa bağımlı olmasıyla Gayri Sâfi Millî Hasıla, 1979’da reel olarak azalma göstermişti. İhracat reel olarak 1979’da yüzde 20 gerilemişti.

1979’da ödenmeyen dış borçlar ertelenmiş, ekonominin kredibilitesi artık son noktasına varmış ve dış borç servis yükü yüzde 45,6’ya yükselmişti. Üretimin aksaması atıl kapasite oranını artırmış; maliyetler yükselmiş; mal ve hizmet arzı azalmıştı. Üretim düşüp, maliyetler yükselirken toplam harcamalar azalmamış, böylece enflasyon hızı devam ederek, 1979’da yüzde 63,9’a ulaşmıştı. Diğer taraftan sanayi sektörünün GSMH içindeki payı, sabit fiyatlarla 1978’de yüzde 24,1 iken 1979’da yüzde 22,9’a düşmüştü. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 45’e gerilemişti.

Dönem kıyaslamaları
24 Ocak Kararları ile dünya piyasaları ile senkronizasyon sağlanmış ve yabancı para ile ilişkiler güçlendirilmişti. Bu açıdan Türkiye’ye dair 1980 ve günümüzü kapsayan dönem kıyaslamaları yapılıyor. 1980 döneminde 44 milyon 730 bin olan Türkiye nüfusu, son güncel rakamlara göre 82 milyon 3 bin olarak görülüyor. Türkiye’nin reel GSYH’si 1980’de 210 milyar dolarken, 2018’de ise üretim yöntemine göre cari fiyatlarla gayrisafi yurt içi hasıla 3 trilyon 724 milyar 388 milyon lira olmuştu.24 Ocak Kararları’nın alındığı 1980’de Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir bin 539 dolardı, 2019 yılının ikinci çeyreği itibarıyla bu rakam 8 bin 811 bin dolar olarak gerçekleşti.

24 Ocak kararlarıyla neler değişti?
Devletin ekonomideki payını küçülten önlemler alındı,

Döviz alım satımı serbest bırakıldı,

İthalat kademeli olarak serbestleştirildi,

Dış ticaret serbestleştirildi,

Yabancı sermaye yatırımları teşvik edildi,

Fiyat kontrol ve sınırlamaları kaldırılarak serbest piyasa uygulamasına geçildi,

Dövize çevrilebilir mevduat uygulamasına son verildi,

Döviz piyasası üzerindeki kontroller kaldırıldı, faiz oranları serbest bırakıldı ve reel faiz politikasına geçildi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
... ...