Bakü?de yaşayan Mustafa Hasanlı ve Aydın?da yaşayan Adem Yahşi?nin yolları İstanbul?da kesişti. Çocuklarına böbrek yetmezliği teşhisi konulan ve bu hastalığa karşı mücadele veren her iki baba içinde en değerli hediye evlatlarının sağlıkla gülümsemesi oldu. Babalarından aldıkları böbrekle hayata tutunan Yağmur ve Yunus Emre için hayat yeniden başladı.
6 yaşına babasının böbreği ile girdi
Bakü?de yaşayan minik Yağmur?a 3 ay önce böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Hastalık hızla ilerleyince, küçük kız yoğun bakıma alındı ancak durumu iyileşmedi. Böbrek yetmezliği Yağmur?da solunum yetmezliğine neden olunca pediatrik yoğun bakım desteği gerekti ve aile kızlarının İstanbul?a sevk edilmesine karar verdi. Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi Uzmanı Dr. Öğretim Görevlisi Ayhan Yaman eşliğinde mekanik ventilatöre bağlı olarak uçakla İstanbul?a getirilen Yağmur, İstinye Üniversite Hastanesi?nde tedavi altına alındı. Bu süre içerisinde diyalize giren küçük kızın sağlığı da Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ozan Özkaya tarafından yakından takip edildi.
Böbreklerinde yüzde 90 oranında işlev kaybı tespit edilen Yağmur?un nakil olmasına karar verildi. Baba Hasanlı, kızı için aday oldu. Uyum testlerinin başarılı sonuçlanmasıyla babadan kapalı yöntemle alınan böbrek Prof. Dr. Ayhan Dinçkan tarafından gerçekleştirilen başarılı ameliyatla küçük kıza nakil edildi. Doğum gününde taburcu olan Yağmur için hastane çalışanları sürpriz doğum günü düzenledi. Doğum günü için Prof. Dr. Ayhan Dinçkan?ın odası balonlarla ve oyuncaklarla süslendi.
Doktorların ?ölümünü bekleyin? dediği Yunus Emre yıllar sonra sağlığına kavuştu
Aydın?da yaşayan Yunus Emre?ye doğar doğmaz böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. 7 Yaşına kadar bir dizi tedavi uygulansa da sonuç alınamadı. Diyaliz tedavisine başlandı ancak Yunus Emre?nin zor günleri son bulmadı. Doktorların böbrek nakline karar verdiği Yunus Emre?de kalp kapağı yetmezliği çıktı. Kalp ameliyatı oldu ancak bu sefer Hemolitik anemi ile mücadele etti. Böbrek nakline izin vermeyen bu hastalıkla mücadele de baba Adem Yahşi doktorların umudu kesip ölümünü bekleyin dediği oğlu için hiç pes etmedi. 19 yaşında olmasına rağmen 30 kilo olan ve geçirdiği hastalıklar nedeniyle gelişim geriliği yaşayan Yunus Emre yıllar sonra Prof. Dr. Ayhan Dinçkan?ın babadan gerçekleştirdiği nakil ameliyatı ile sağlığına kavuştu.
"Yoğun bakımdan ben ex olacak diye hastamızı çıkardım"
Oğluna sağlıkla sarılabilmenin sevincini yaşadığını belirten baba Adem Yahşi, ?Böbrek yetmezliği teşhisi koydular. Sonrasında 6 ay kadar tedavi sürecimiz oldu. Daha sonrasında çocuğum yoğun bakıma giriyor. Apar topar doktora geldik. Doktorla görüşme odasına geldik. Doktor anlattı durumu. Yapacağımız bir şey yok, çocuk 2 gün sonra ?ex olacak? dedi. Zaten annesinin de 2 gün içerisinde psikolojisi bozuldu. Yoğun bakımdan ben ex olacak diye hastamızı çıkardım. 7 yaşında diyalize girmeye başladı. Bir arkadaşın vesilesiyle burayı duymuştuk ve hemen atladık geldik. Sonrasında bir problemimiz daha çıktı. Mesanesinin 12 seneden beri idrar yapmadığı için ufak olduğunu söylediler. Bunu genişleteceklerini söylediler. Hocam her şeyi size bırakıyorum dedik. Başarıyla da naklimiz gerçekleşti. Çok şükür şimdi ikimiz de iyiyiz. Yavrumun yeni bir hayatı oldu. Diyalizden kurtuldu. Allah döndürmesin bir daha. Bu benim küçük adamım. Ben onunla her zaman gurur duyuyorum? şeklinde konuştu.
"Diyalize bağlı olmadan hayat çok iyi"
Diyaliz tedavisi nedeniyle eve bağımlı bir hayat sürdürdüğünü ve bugüne kadar sosyalleşemediği söyleyen Yunus Emre Yahşi, çok mutlu olduğunu belirterek ?Şu anda kendimi hala rüyada gibi hissediyorum. Bir yandan da çok mutluyum. Böyle şeylerin olacağını tahmin bile edemiyorduk kendi hayatımızda. Şu anda her şey iyi. Bugüne kadar zorlayan tabii ki de diyalizdi. Çünkü arkadaşlarım en basitinden arkadaşlarım su içebiliyor, ben kısıtlı içiyordum. Kuzenlerde kalmak istiyorum, kalamıyordum diyaliz olduğu için. Her gece takılıyordu. Ama şu anda çok iyiyim Allah?a şükür. Diyalize bağlı olmadan hayat çok iyi. Şu anda çok mutluyum. Babama da tekrar teşekkürlerimi sunuyorum, babalar gününü kutluyorum? diye konuştu.
"Annesi bir kez ömür verdi onu hayata getirerek, ben de baba olarak üstüme düşen buydu"
En güzel Babalar Günü hediyesinin kızını sağlıklı görmek olduğunu ifade eden Baba Mustafa Hasanlı, ?Diyalizden kurtuldu çok şükür. Artık diyaliz yok. Bundan sonra inşallah karşısına okul gelecek. Diğer çocuklarla sohbet edecek. Bakü?de kardeşi var. Kardeşiyle inşallah gidip oynayacak. Bugün de doğum günü tabi. 5 yaşını kutladık. Çok hoş baktım, çok iyiyim. Annesi bir kez ömür verdi onu hayata getirerek, ben de baba olarak üstüme düşen buydu. Yapabileceğim bir şeydi. Yeri gelirse kalbimi de veririm çünkü, onlar için yaşıyoruz? dedi.
"Babalar babalığını bir kez daha yaptı"
Ailelerin sevinçlerini paylaştıklarını belirten Prof. Dr. Ayhan Dinçkan, ?Geçen haftaydı. Hem Yağmur?u, hem de Yunus Emre?yi ameliyat ettiğimiz gün aynı gündü. Böbrek nakli gündeme gelince en önemli soru, organ nereden bulunacak derken hemen baba ?ben veririm? diyor. Gerçekten burada babalığını bir kere daha yapıyor. Burada Yağmur da babasına bir hediye vermiş oluyor. Kendinin sağlıklı bir hale gelmesi esasında babasına verebileceği en büyük hediye. Yunus Emre de Yağmur ile aynı gün ameliyat ettiğimiz başka bir çocuğumuz. Yunus Emre?yi biz araştırdığımızda uzun yıllardır idrar yapmamaya bağlı idrar torbası neredeyse bir ceviz büyüklüğündeydi. Oldukça küçüktü. Biz mesanesini genişletmek için bir takım ilaç ve yöntemler uyguladık. Uzun yıllardır esas problem olan, 12 yıldır diyalize girmesine sebep olan böbrek yetmezliği de ortadan kalktı. Babası ona organ verdi. O da sağlıklı bir çocuk olarak babasının karşısına dikiliyor? dedi.
?Unutmamak gerekir ki bir gün siz başkalarının organlarına ihtiyaç duyabilirsiniz?
Organ naklinin önemine değinen Prof. Dr. Dinçkan, ?Ülkemizde 25 bin civarında böbrek bekleyen insan var. Maalesef bunları önemli bir kısmını çocuklar oluşturuyor. En büyük sorun organ yetmezliği. Organ bulamıyoruz. Maalesef aile onayı alarak kadavra organ olarak kullandığımız sayıları maalesef arttıramıyoruz. Toprak altına gitmeden önce, hala vakit varken, beyin ölümü anında organların bağışlanması gerektiğini ve bu konuda herkesin cesaretli olması gerektiğini, istekli olması gerektiğini söylüyorum. Ama unutmamak gerekir ki bir gün siz başkalarının organlarına ihtiyaç duyabilirsiniz? ifadelerini kullandı.